Sirkeci Büyük Postane binası restorasyon çalışmasında yüklenicinin güvenlik ihmalleri sebebiyle, genç restoratör Dilek Dayar iskeleden düşerek hayatını kaybetmiştir. İş cinayetlerinin şimdiye dek bizim mesleki alanımızdan uzakta işleniyor olması sıranın bize gelmeyeceği anlamını taşımıyor.
Sirkeci Postanesi’nde yaşanan iş cinayetini UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ. KESK Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası olarak 5 Ağustos 2018, Pazar günü Saat 15 00 da protesto ve basın açıklaması için Sirkeci Postanesi önünde toplanıyoruz.
Sendikamız Kültür Sanat Sen’in 13 Temmuz Cuma günü saat 10.00 da yapılan genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısı; Genel Başkan Ferahi VARDAL, Genel Sekreter Hüseyin ÇELİK, Genel Mali Sekreter Ramazan ÖZAK, Genel Örgütlenme Sekreteri H. Arkın ZİREK, Kadın Sekreteri Özlem Toprak CİHAN, Genel Hukuk ve Toplu Sözleşme Sekreteri Deniz ÖZSAYGI, Ankara Bölge Şube Başkanı Çetin TAŞ, İzmir Şube Başkanı Nesrin TATLIOĞLU, Mersin Bölge Şube Başkanı İmam ÖZDEMİR, Antalya Şube Başkanı Seyfi TURAN ve davet edilen il ve işyeri temsilcilerinin katılımları ile yapılmıştır.
Uzmanlık alanlarından doğru komisyonların kurulması; Mali Konular (Şube Katkı Payları, Temsilcilere ödenek gönderme); Örgütlenme Sorunları değerlendirmesi ve program yapılması; Eğitim Programı; Kadın Mücadelesinin değerlendirilmesi ve kadın örgütlülüğü çalışmaları; Bölge Şubelerde hukuk sisteminin planlanması gündemleri üzerinden toplanan genişletilmiş başkanlar kurulu 24 Haziran seçimleri sonrası yaşadığımız rejim değişikliği neticesinde yayınlanan 703 numaralı KHK ile kamudaki pek çok kurum ile birlikte Sanat Kurumları’nın kanunlarında ve teşkilat yapılarında da sistemsel değişiklikler yaşanması gündemiyle devam etmiştir. Pratikte yaşadığımız sorunlar üzerinden yapacağımız iş ve işlemler planlanması ile birlikte 703 ile kaldırılan sanat kurumları yasalarının 704 ile tekrar gündeme gelmeleri yalnız uygulanabilirlik açısından ciddi hak kayıplarına ve kurumların sınırlı da olsa özerk yapısının kaybedilebileceğinin bilinci üzerinden alanda örgütlü sanat meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sanatseverlerden oluşan bir bloğun oluşturulması ve mücadele programının belirlenmesine karar verilmiştir.
01-02 Haziran 2018 Tarihlerinde düzenlenen Devlet Tiyatroları Koordinasyon toplantısına Genel Başkanımız Ferahi VARDAL ve Genel Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Sekreterimiz Murat ÇİDAMLI katılım sağlamış ve bir bildiri sunumu gerçekleştirmişlerdir.Genel başkanımız Ferahi VARDAL tarafından sunulan bildirimizde Devlet Tiyatrolarının gelecek sezon öncesinde yapmaları gerekenler kısaca aktarılmıştır.
Devlet Tiyatrosu’nun değerli çalışanları sizleri selamlıyorum. 2017-2018 tiyatro sezonunun değerlendirilmesi ve 2018-2019 tiyatro sezonunun planlanması amacıyla gerçekleştirdiğiniz bu Koordinasyon Toplantısına emekleriyle katkısı olan herkese teşekkürlerimizi sunarız. Devlet Tiyatrosu’nun sorunlarının masaya yatırıldığı, geleceğe dair planlama ve stratejinin çalışanlarla paylaşıldığı bu çok değerli toplantı ne yazık ki bir dönem kesintiye uğramıştı. Geçen yıl yeniden gerçekleşen ve önümüzdeki yıllarda genişleyerek gerçekleştirilmesini umduğumuz bu önemli toplantıya bu yıl sendikamız Kültür, Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası olarak yeni bir yönetim ve yeni bir anlayışla katılıyoruz.
Üyelerinin tabandan tavana, yerel ölçekte örgütlendiği ve temsil edildiği bir sendikacılık hareketini hayata geçirme konusunda sizlerin katkılarını her alanda beklediğimizi öncelikle dile getirmeliyim. Kültür ve Sanat faaliyetlerinin her alanında olduğu gibi Devlet Tiyarosu’nun sanatsal üretim ikliminin her aşamasında da çalışanların, üretenlerin, sanat emekçilerinin yanında yer almaya devam edeceğiz. Sendikamız özlük haklar, hukuki, mali konular, kadın ve LGBTİ çalışanların ve her türlü ayrımcılığa maruz kalan bireylerin, kurumsal mobbing ve taciz sorunlarının alanında mücadele ettiği-edeceği gibi, kurumun temel etik-estetik sorunlarının, Türkiye kamuoyu gözündeki değerinin ve bir bütün olarak Kültür- Sanat alanındaki varlık sınırlarının yanında mücadelesini sürdürecektir.
TÜSAK adı altında, kültür-sanat alanında faaliyet gösteren kurumların tamamen akıl ve vicdan dışı bir oluşum içinde bir araya getirilerek, bir cendereye hapsedilme çabasına hep birlikte tanık olduk. Bu sürece alanda faaliyet gösteren demokratik Kitle Örgütleri ve aklı-sağduyusu yerinde bireyler olarak haklı itirazlarımızla karşı durduk ve bu süreci engelledik. Kendinden ve kendi ideolojisinden başka her türlü varlık alanını değersizleştiren iktidar odaklarının sanata ve sanatçıya saldırılarına hep birlikte tanık olduk ve bu saldırılara karşı hep birlikte göğüs gerdik.
Çağdışı sansüre, kültürel varlıklarımızın rant uğruna yağmalanmasına, kar odaklı sanatsal yapılanmalara, çalışanların haklarının gün be gün tırpanlanmasına, kadının sahnedeki varlığını tehdit olarak algılayan çağdışı örümcek zihinli kafalara hep birlikte tanık olduk, bunlara karşı direndik ve sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. Bu gerici- liberal yağma ekonomisinin emek cephesi karşısındaki yeni hamlelerinin farkındayız. TÜSAK ile beynimize, sahnemize, tarihi ve kültürel mirasımıza istediği gibi çöreklenemeyen rant cephesi bu kez de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ilga ederek, “Kültür” kısmını Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlamaya çalışarak neyi hedeflemektedir?
Eğitim sistemini bir türlü düzenleyemeyen, ülkemizin geleceği olan minik beyinleri yaz boz tahtası haline getirdiğini kendi bile itiraf eden iktidar; ısrarla çalışanların, sanat emekçilerinin, meslek örgütlerinin ve sanat disiplininde faaliyet gösteren bilim insanlarının görüşlerine başvurmadan böyle bir düzenleme girişimiyle adeta sahnelerimizin altına dinamit lokumu yerleştirmektedir. Kültür-Sanat alanının politika ve politikacılar tarafından böylesine özensiz, böylesine hor kullanıldığı, manipüle edildiği bir tarzı siyaset kültürel hayatımıza hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, sadece ve sadece bu milletin kalbine bir hançer olup saplanmaktan öteye gitmeyecek bir hamledir.
Biz sendika olarak bu yıl yeni bir çalışma yürütmeye başladık. Çalışanlarımızın sorunlarıyla ilgili küçük bir alan araştırması gerçekleştirdik. Vaktimiz ve kaynaklarımız kısıtlıydı. Önümüzdeki dönemde bu çalışmayı profesyonelleştirerek yürütmeyi hedeflemekteyiz. Ancak bu küçük çalışma bile, bilimsel istatistiki veriler içermemesine, her kategorideki verinin analizinin yeterli antropolojik-sosyolojik bilgiyle, süre darlığı nedeniyle işlenememesine rağmen oldukça çarpıcı. Geliştirerek raporlaştıracağımız bu çalışmanın önemli bazı başlıklarını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bu çalışmanın, yüz yüze gerçekleştirdiğimiz görüşmeleri neticesinde ortaya çıkan en önemli gerçek, her birimden çalışanın kendini “değersiz” hissettiği gerçeğidir.
Devlet Tiyatroları çalışanları yaşadığımız yaklaşık 6 yıllık süreçte kapatılma, lağvedilme, basın yoluyla aşağılanma, ücretlerin reel ve gizli enflasyon karşısındaki erozyonu sonucu bu değersizliği yaptığımız her görüşmenin ana fikri olarak tarafımıza iletmişlerdir. Gelir darlığı ve özlük hakların durağan seyri karşısında öz saygısını ve toplumsal itibarını yitiren bireylerden oluşan bir kurum bırakınız sanat üretimini, onurlu bir hayat sürdürme temel insan hakkının ona verdiği özgür ve güvenli yaşam standartları açısından da tehdit altında olacaktır.
8 yıldır açılmayan sanatçı ve teknik personel kadro sınavı bölge tiyatrolarımızı kapanmanın eşiğine getirmiş, merkezlerde Süreli Sözleşmeli Personel ve Mezun Sanatçı ile kadrolular arasında sınıfsal ve sosyal çatlaklar oluşmasına yol açmıştır. İcra görevini yerine getirmekle yükümlü iktidar, sermaye sınıfından yana aldığı tavırla, çalışanlarımızı esnek çalışma düzenlemeleri ile temel insan haklarından olan sosyal güvenlik ve eşit işe eşit ücret haklarından mahrum bırakmaktadır. Tiyatro alanında faaliyet gösteren memur ve teknik personel diğer iş kollarından farklı ve özellikli eğitim ve hassasiyetlere haiz olmak durumundadır. Sahne marangozu mobilyacıdan, Işık biriminde çalışan yaratıcı ve teknik kadro elektirikçiden ve sahne terzisi overlokçudan tamamen farklı yeteneklere haizdir.
Üyelerimizin temel sorun, görüş ve önerileri aşağıda sıralanmaya çalışılmıştır:
* Aldıkları ücretin yıllar karşısında eriyerek dizi ve yan sektörlere bağımlı hale gelmeleri.
*Kurumda çalışan-çalışmayan ayrımının yapılmaması ve bunun ücretlere pozitif yönde yansımaması. Bu kendi içinde şu hassas noktaları içermemektedir. Kötü niyet harici çeşitli nedenlerle zorunlu olarak çalışamayan bireylerin ücretleri Teşvik İkramiyesi korkusuyla baskılanmamalıdır. Kadın sanatçı personel oynamak istediği halde oyunlardaki kadın rollerinin azlığı sonucu görev dışı kalmaktadırlar. Kadınların sahnede yer almasının önünü açacak her türlü proje ivedilikle hayata geçirilmelidir. Bir diğer husus sadece sahneye çıkma sıklığına bağlı olabilecek skor sistemi sanat alanında bağlayıcı değildir. Üstün gayret ve üstün yetenek ek ücretlendirmelerle değerlendirilmeli, kazanılmış hakların budanması sanatçıların ensesinde Demokles’in kılıcı misali bir tehdit unsuru olarak sallandırılmamalıdır. Aynı zamanda sanat yönetmeni olan müdürler ve sanatçıların oylarıyla seçilecek bölgesel sanat yönetim kurulları aracılığı ile çalışanların ücret politikası farklı bir anlayışla yeniden oluşturulabilir. Bu önerilen sistem, özerk ve özgür sanat kurumu yapılandırılması olarak geçmişte gündeme pek çok kez gelmiş, ancak yönetenlerin çıkarları açısından sürekli olarak geri bırakılıp, hayata geçirilmemiş özerk sanat kurumu sistemdir.
*Memurlar için yaklaşık yedi yıldır görevde yükselme sınavları yapılmamıştır. Bütün birimlerde Şef kadrosu için yükselme sınavı her yıl açılabilmelidir.
* 3600 Ek Gösterge bütün birimlerden aldığımız ortak bir taleptir. Emekli olan arkadaşlar emekliliklerinde, çalıştıkları aylardan yüksek maaş almakta, bu yüzden yetişmiş personel açısından sürekli kan kaybı yaşanmaktadır kadrolarının B kadrosuna geçişi için acil çalışma yapılmalıdır. Buna ek olarak maaşların temel tabanını oluşturan aylık göstergede yapılabilecek iyileştirme normalde Toplu iş Sözleşmesinde yetkili sendikanın gündeme getirmesi gereken, çalışanların sürekli altını çizmesi gereken bir başka husustur.
* Bayan Terzi Atölyesi mekânsal olarak yetersizdir. Bu KİK toplantılarında defalarca dile getirilmiş ancak çözüm yoluna gidilememiştir. Havalandırma, çalışma alanının temizliği ve sosyal yaşam alanı yeniden düzenlenmelidir. Sahnede görevli giydiriciler ve atölye görevleri yeniden düzenlenmelidir. Giydiricilerin görevli oldukları oyunlara devamı özel önem arz etmektedir. Oyun çakışması dolayısıyla yaşanan karmaşa sahneye yansımaktadır.
*Tesislerde acil müdahale ekipmanı ve görevli doktor bulundurulması zorunludur.
*SSP’liler için; puantaj kaydı 26 değil 30 gün üzerinden tutulmalıdır. Yıllık izinler zorunlu 15 gün üzerinden değil, yıllık ücretli izin kriterlerine göre yeniden düzenlenmelidir. Sigortalı giriş ve çıkışları önüne geçilerek kıdem tazminatı hakkı sağlanmalıdır. Teknik kadro sınavı açılmalıdır.
*Yapılan sınav ve atamalarda liyakat ve objektif kriterler göz önünde bulundurulmalı, sınavlar şeffaf, torpil şaibesinden uzak ve tarafsız jüriler eşliğinde gerçekleştirilmelidir.
* Tayinlerde diğer bütün kurumlarda uygulanan sürekli görev yolluğu hakkı kurumumuzca her hangi bir dava konusu oluşturulmadan ödenmelidir.
* Devletimizin zarara uğratılmaması adına, emsal teşkil eden bütün mahkeme kararları derhal uygulanmalıdır.
*Sahneye bağlı çalışan İdari Müdür, Gişe Memuru, Bilet KONTROL Memuru, Teşrifatçı ve benzeri idari personelin tüm bölge müdürlüklerinde çalışma şartları ve eğitimleri standart hale getirilmelidir.
* Büyükşehir statüsüne sahip illerde bulunan müdürlüklerdeki idari personel, gündüz servislerinden faydalanmalıdır.
* Sahne ve atölyelerin temizliği hizmet alımı yoluyla, sezonda en az iki kez biyolojik ve serbest radikaller açısından en son teknolojiyle sağlanmalıdır.
* Bağlı sahnelerin ışık ve ses tertibatlarında standardizasyona gidilmelidir. Sahne girişleri, personelin elle taşıma yaptığı gerçeği göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir. Aksi takdirde oluşabilecek bedensel bütünlük ihlalleri iş kayıplarından idare sorumludur.
*Kondüvitler dijital sistem açısından iç eğitime tabi tutulmalı, analog sistem dijital sistem ile değiştirilmelidir. KONDÜVİTLERE KULAK-RİTM VE TEMEL SOLFEJ EĞİTİMİ VERİLMELİDİR. Bu çalışma sonrası, Opera ’da olduğu gibi, C kadrosundan B kadrosuna geçişleri sağlanmalıdır.
* Sinevizyon çalışanları bilimleştirilmeli, var olan ekipmanın yıllık bakımı mutlaka sezon öncesi yapılmalı ve pahalı hızla eskiyen teknoloji satın alınması yerine kiralama olanaklarının önü açılmalıdır.
* Yurtiçi görev harcırahları iyileştirilmelidir. Turne öncesi turne öncüsü sistemi her düzeyde uygulanmalıdır. Kültür Müdürlüklerinin afiş ve bez pankart dağıtımında gönülsüz çalıştığı bölgeler tespit edilmeli ve önlem alınmalıdır. Bilet satışı ve seyirciyle buluşma gibi en önemli bir görev denetlenemez hale gelmiştir. Konuyla ilgili Ar-Ge çalışmaları ivedilikle hayata geçirilmelidir.
* Atölyelerde kullanılan her türlü kimyasal malzemenin Avrupa Standartları uygunluk kriterleri açısından denetimi üçüncü şahıslara yaptırılmalıdır. Kanserojen boya ve malzemeler uygulayan teknik ve kullanan sanatçı personel açısından hayati önem arz etmektedir.
* Bir cezalandırma yöntemi olarak beli bir birimde çalışan bir birey, yönetimle ters düştüğü, mahkemelik olduğu bir durumda temel disipliniyle ilgisiz bir başka birimde görevlendirilmemelidir.
*İstanbul Devlet Tiyatrosu Yeni Bosna tesislerindeki teknik sorunlar KİK kararlarında uzlaşılan ilkeler doğrultusunda düzenlenmelidir.
* İrfan Şahinbaş Atölyelerindeki Operaya ait alan konusunda girişimde bulunulmalı, bu alan atölyelerin ihtiyaçları, prova salonu, sosyal tesis ve kreş imkanı verecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
SAYGILARIMIZLA.
FERAHİ VARDAL
KÜLTÜR SANAT VE TURİZM EMEKÇİLERİ SENDİKSI GENEL BAŞKANI
24 Haziran seçimleri sonrası yaşadığımız rejim değişikliği neticesinde yayınlanan 703 numaralı KHK ile Kamu’daki pek çok kurum ile birlikte Sanat Kurumları’nın kanunlarında ve teşkilat yapılarında da sistemsel değişiklikler yaşanmaktadır.
703 nolu KHK ile kurum vasıfları ortadan kaldırılan, Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri’nin, 704 nolu KHK ile “tüzel kişiliğe haiz özel bütçeli kurumlar” olarak yeniden kurulmalarına rağmen belirsizlikler halen devam etmektedir. Tüzel kişilik olmaları dolayısıyla, hukuki bir zorunluluk sayılan, “Genel Müdür’ün atanması” konusu ve “atanacak Genel Müdür’de aranacak nitelikler” belirtilmeyerek yaratılan kafa karışıklığı da ayrıca soru işaretlerini doğurmaktadır.
İkinci bir konu, Devlet Tiyatroları için söz konusu kararnamede “Bir Genel Müdür ile yönetilir. ” denmesine rağmen, Devlet Opera ve Balesi için aynı tanımlamanın yapılmamasıdır.
Yasa incelendiğinde, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün kurullarından biri olan “Teknik Kurul” un çalışma biçimi anlatırken “Genel Müdür ve Müdür Yardımcıları’ndan birinin başkanlığında toplanır. ” şeklinde bir ibare konmasının artık bazı düzenlemelerin plan dahilinde yapılmaktan çok, eski yasalardan kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle hazırlandığı düşüncesini uyandırmaktadır.
Her halükarda Genel Müdür olmak için aranan şartların en önemlilerinden biri olan, “15 yıl görev yapma ve alanında başarılı olma” kriteri de kaldırılmıştır. Genel Müdür atamasında, atanacak kişinin bu alanlarda “başarılarıyla tanınmış, eser veren besteciler ve yazarlar, ilgili sanat dallarında temayüz etmiş yönetmenler ya da akademik kariyer sahibi kişiler olması” koşulları bir kenara itilmiştir. Devlet kadrosunda beş yıl çalışan bir kişinin, alanla ilgi bilgi birikimine ve liyakatına bakılmaksızın Genel Müdür olarak atanabilmesinin önü açılmıştır. Söz konusu kurumlarda Genel Müdürler sadece ita amiri vazifesini değil “Genel Sanat Yönetmeni” görevini de yerine getirmektedir. Dolayısıyla sanatçıların gözünde liyakat sahibi olmayan bir Genel Müdür ya da yönetici kurul bu kurumlarda erozyona neden olacaktır.
Buna benzer bir durum senfoni orkestralarının yasasından 5., 6. ve 8. Maddelerinin kaldırılmasıyla Şef ve Şef Yardımcıları’nda aranacak niteliklerin ortadan kaldırılması ve genel koşullar dışında koşul aranmayacağı yönünde değiştirilmiş olmasıdır.
Çalışanların istihdam koşulları ve özlük hakları konusu da belirsizliğe itilmiştir. Genel Müdürlükleri kimin yöneteceği konusu ile birlikte kurumların olmazsa olmazı yerli ve yabancı sanatçı alımı ve ataması konularında da bir hükme yer verilmemiş, mesleki yaş haddini dolduran sanatçılar ya da yıllardır açılmayan kadro sınavları sebebiyle güvencesiz ve bir yıllık kurum sözleşmesiyle çalıştırılan SSP’lilerin de (Süreli Sözleşmeli Personel) akıbetinin ne olacağı, nasıl çalıştırılacağı, kadro verilip verilmeyeceği konuları an itibariyle muğlak kalmıştır. Yıllardır açılmayan-açılamayan sanatçı kadrosu sınavları nedeniyle genç nesilin bu kurumlarla olan organik bağı zayıflamakta, kurumların sürekliliğinin güvencesi zedelenmekte ve bölge teşkilatlarının geleceği tehlikeye düşmektedir.
Yürürlükten kaldırılan kuruluş yasalarının personel yasasına dönüştürülmesi çalışanların maaş ve özlük haklarının korunması amaçlı yapılmış gibi görünse de bu noktada da ciddi çelişkiler ve belirsizlikler mevcuttur. 703 nolu KHK ile kapatılan kurumların personelinin diğer kurumlara dağıtımı ön görülmektedir. Ayrıca “703 KHK’nın 524. Maddesinde bakanlıklara bağlı ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar kendi kanunları ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerindeki hükümlere tabidir. ” denmektedir.
1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Kararname’de tanımlanmış olan “Kültür Ve Sanat Politikaları Kurulu” ve bu kurulun görev ve yetki alanlarının tanımlandığı ilgili maddelerinden de anlaşılacağı üzere genel politika ve işleyişin belirleyicisi, kurulun kendisi olacak gibi görülmektedir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında;
703 nolu KHK ile kaldırılan sanat kurumları yasalarının, 704 nolu KHK ile tekrar gündeme gelmesi yalnız uygulanabilirlik açısından havada kalması sebebiyle yasa yapıcıların, bu işin ehli, alanda örgütlü sanat meslek örgütleri, sendikalar ve akademinin de görüşü alınarak, yasaların bir çalıştay yapılması suretiyle yeniden düzenlenmesini gerekmektedir. Sendikamız ve alanda çalışan Sivil Toplum Örgütleri bu kurumların daha işlevli çalışabilmesi için hazırladıkları raporları gerek kamuoyu gerek kurum yöneticileri ve Kültür Bakanlığı yetkilileriyle defalarca paylaşmıştır. Mali, idari ve sanatsal özerklik bu kurumlar için vazgeçilmezdir. Yapılması gereken bu kurumların yasalarını ve teşkilat yapılarını bozmak değil, güçlendirmektir. Bütçeden aldıkları cüzi paya oranla dünya çapında sanat üreten ve %90 oranlarında seyircinin ilgisine mazhar olan bu kurumlar kapatılmamalı, kanunları ve kaideleri bozulmamalı ve hak ettikleri saygınlığa tekrar kavuşturulmalıdır. Liyakat sistemine dayalı bir yönetim anlayışı ile özgür ve demokratik bir yapı bu kurumların ve sanat emekçilerinin evrensel hakkıdır.
Mesleki yaş haddini doldurmuş yalnız zor emeklilik koşulları dolayısıyla emekli olamayan sanat emekçilerinin mağduriyetleri giderilmeli ve artık maaşa dönüşmüş ve üzerinden gelir vergisi bile kesilen teşvik ve ikramiyenin maaşlara yansıtılması yoluyla emeklilik hakkı kazandırılmasının önü açılmalıdır.
657 sayılı DMK’nın ek geçici 14 maddesine dayanarak ödenmesine karar verilmiş emekliliğine beş yıl kalana %30 beş yıldan fazla kalana % 50 fazla ödenmesi planlanan özendirme ikramiyelerinin de bu sorunu çözmeyeceği ayrıca bilinmelidir.
Demokrasi ve demokrasi kültürünün, empati yeteneği ve estetik gelişmenin temel güvencesi olan sanat kurumları, kendi repertuvarını yapma, bu eserleri özgürce sergileme ve yönetsel konularda demokratik karar alma yeteneklerini daha da geliştirerek toplumla bütünleşmelidir. Bunun önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. İş güvencesi olmayan bir alanda gençlerin sanat eğitimine yönlendirilmesi imkansız hale gelecektir. Dolayısıyla sahne sanatlarının devlet eliyle güvence altına alınması toplumun genel yararı adına vazgeçilmez önemdedir. Yarınımızın güvencesi ve “toplumun hayat damarı” sanat kurumları ancak işte bu özgürlük prensibiyle var olabileceklerdir. Aksi tavır ve düzenlemeler bu kurumları birer boş tabela, birer personel havuzu ve çadır tiyatrosu pozisyonuna hapsedecektir.
Ülkemiz 24 Haziran 2018 Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken tüm adaylar Kamu Emekçileri hakkında vaatlerde bulunmaktalar. Kültür Sanat Sen olarak tüm bu olan gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Özellikle Ek Göstergeler konusunda yapılan çalışmalar dikkate alındığında Maliye Bakanı Naci AĞBAĞ’ın düzenlemenin kapsamını Öğretmenler, Polisler, Din Görevlileri ve Hemşireler olarak açıklamış ve bu unvanlardan emekli olan personelinde kapsam dahilinde olduğunu vurgulamıştır.
Bu düzenlemenin hangi ölçütlere göre belirlendiği vurgulanmamıştır. Bakanlığımızda ihtisas personeli olarak istihdam edilen ve en az yukarıda belirtilen kadrolar kadar eğitimli, iş yükü sorumluluğu bulunan, ülkemizin kültür sanat ve turizm alanlarında emek harcayan Arkeolog, Müze Araştırmacısı, Folklor Araştırmacısı, Turizm Araştırmacısı, Kütüphaneci, Restoratör ve Konservatör gibi unvanlar bulunmaktadır. Teknik Hizmetler sınıfında yer alan bu unvanlar 2200 ek gösterge oranı ile çalışmaktalar. Yapılacak düzenlemeye bahse konu unvanlarında eklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Ayrıca lisan mezunu olup bakanlığımızda memur olarak istihdam edilen diğer kamu emekçilerinin de en az 3600 ek gösterge oranında faydalanmaları sağlanmalıdır.
Lisans mezunu olmayan ve bakanlığımızın değişik hizmet sınıfları ve unvanlarında istihdam edilen kamu emekçilerinin de ek ödeme oranları 3000 olarak düzenlenmelidir.
Bir diğer konu ise Sanat Kurumlarında 3600 ek gösterge oranı ile istihdam edilen İdari Sözleşmeli SANATÇI unvanlarındaki emekçilerimizin de TRT Sanatçılarının da olduğu gibi 6100 ek gösterge oranına getirilmesi gerekmektedir.
Kültür Sanat Sen olarak kamu emekçilerinin hak ettikleri adil ve yaşanabilir bir ücret almaları için mücadelemizi sürdüreceğiz.
MEMURLARIN EK GÖSTERGESİ 3000,3600 ve 6100 OLDUĞUNDA MAAŞLARI NASIL BİR DEĞİŞİM OLUYOR?
Devlet memurlarına 2200 ve 3600 ek gösterge verilmesi ne anlama geliyor? Ek gösterge artınca maaşlar da artar mı? Kamu çalışanlarının ek göstergesi 2200 ve 3600 çıkarsa emekli maaş ve ikramiyesinde nasıl yükselme olur? Sanatçıların 3600 ve 6100’e çıkarsa emekli maaşı ve ikramiyesinde nasıl yükselme olur?
Ek gösterge artışı, ilgililerin aylık maaşları ile emekli aylık ve ikramiyelerinde artış yaratırken, bazı seviyelerdeki ek gösterge artışları ise memurların aylık net maaşını düşürmektedir. Bu konuya en güzel örnek, Üniversite mezunu sahne arkasında çalışan Teknik Personelin mahkeme yoluyla 3600 ek gösterge hak ettiklerinde ki gibi net maaşlarında görünen düşme gibi. Bunun nedeni ek gösterge oranının artması ile emekli kesenek oranının artmasından kaynaklanmaktadır.
Bu yazımızda, 1 Ekim 2008 tarihinden önce T.C. Emekli Sandığına tabi bir göreve başlamış olan Devlet memurlarından, kazanılmış hak ve emekli keseneğine esas seviyesi 1/4 olan ve 30 yıl hizmeti bulunanlar arasında, sadece ek gösterge farklılığından kaynaklı aylık net maaş ve emeklilik hakları farkının 2018 yılının ilk yarısında geçerli olan katsayılar esas alınarak yapılmıştır.
Ek gösterge 2200’den 3000’e çıkarsa
Aylık Net Maaş*
61 TL artar
Emekli Aylığı
72 TL artar
Emekli İkramiyesi
2.605 TL artar
Gelir vergisinin %15’lik dilimde oldukları göz önüne alınmıştır.
Ek gösterge 2200’den 3600’e çıkarsa
Aylık Net Maaş*
23 TL artar
Emekli Aylığı
641 TL artar
Emekli İkramiyesi
23.121 TL artar
Gelir vergisinin %15’lik dilimde oldukları göz önüne alınmıştır.
Ek gösterge 3000’den 3600’e çıkarsa
Aylık Net Maaş*
38 TL azalır
Emekli Aylığı
569 TL artar
Emekli İkramiyesi
20,516 TL artar
Gelir vergisinin %15’lik dilimde oldukları göz önüne alınmıştır.
Ek gösterge 3600’den 6100’e çıkarsa
Aylık Net Maaş*
200 TL artar
Emekli Aylığı
1.135 TL artar
Emekli İkramiyesi
36,365 TL artar
Gelir vergisinin %15’lik dilimde oldukları göz önüne alınmıştır.
Genel Başkanımız Ferahi VARDAL,Genel Mali Sekreterimiz Ramazan ÖZAK ve İstanbul Bölge Şubesi Örgütlenme Sekreteri Ali ELEMAN, 5 Haziran 2018 Salı Günü saat 15:00’de Şişli Otelde gerçekleşen EMEK DÜNYASI TEMSİLCİLERİ İLE BULUŞMADA toplantısına katılımda bulunulup sendikamızı temsil etmişlerdir.Toplantının düzenleyicisi ana muhalefet partisi temsilcilerine Kültür Sanat Hizmet kolu ile ilgili çözüm önerilerini içeren dosyamız iletilmiş ve ayrıca emek dünyasının diğer temsilciler ile görüş alışverişinde bulunulmuştur.
Genel Eğitim Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Sekreteri Murat ÇİDAMLI, Ankara Bölge Şube Başkanı Çetin TAŞ , iş yeri temsilcileri Murat TANGAL ve Kazım KERİMOĞLU; 1-2 Haziran 2018 tarihlerinde yapılacak olan Devlet Tiyatroları Koordinasyon toplantısı nedeniyle ön çalışma için, Devlet Tiyatrosu Atölyelerinde kadın terzihanesi ve marangoz atölyesinde üye ve çalışanlarla görüşme gerçekleştirmişlerdir.
Genel Merkez Olağanüstü Genel Kurulu 06.05.2018 tarihinde saat:10.00’da Meşrutiyet Mah. Konur 2 Sokak 43/8 Kızılay/Ankara adresinde aşağıda sunulan gündemle yapılmasına çoğunluk sağlanamadığı taktirde 2. toplantının 13.05.2018 tarihinde saat:10.00 Ankara plaza hotel Kavaklıdere mh. Bestekar sk. No:5 Çankaya/Ankara adresinde adresinde aşağıdaki gündemle yapılmasına karar verilmiştir.
Gündem
1/Yoklama açılış
2/Saygı. Duruşu
3/Divan seçimi
4/Açılış konuşması
5/Çalışma ve mali raporun okunması ve görüşülmesi
6/Çalışma ve mali raporun aklanması
7/Denetleme ve disiplin raporlarının okunması görüşülmesi
8/Denetleme raporunun aklanması
9/Seçimler Genel Merkez Yönetim, Denetleme, Disiplin kurullarının asil ve yedek üyelerinin seçilmesi.
Gündem
Genel Merkez Olağanüstü Genel Kurulu 06.05.2018 tarihinde saat:10.00’da Meşrutiyet Mah. Konur 2 Sokak 43/8 Kızılay/Ankara adresinde aşağıda sunulan gündemle yapılmasına çoğunluk sağlanamadığı taktirde 2. toplantının 13.05.2018 tarihinde saat:10.00 Ankara plaza hotel Kavaklıdere mh. Bestekar sk. No:5 Çankaya/Ankara adresinde adresinde aşağıdaki gündemle yapılmasına karar verilmiştir.
Liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak, Bakanlığımız personelinin görevde yükselme ve unvan değişikliğine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği 03/06/2014 tarihli ve 29019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Buna göre, anılan Yönetmeliğin 12 ve 13 üncü maddeleri gereğince, Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak değişik sınıf ve unvanlarda memur statüsünde görev yapmakta olan personelin görevde yükselmelerini sağlamak amacıyla ekli listelerde (EK:1) birimi, unvanı, sınıfı, derecesi ve sayısı belirtilen memur ve şef kadroları için Ankara’da görevde yükselme sınavı yapılması Bakanlık Makamının 15/11/2016 tarih ve 203174 sayılı onayı ile uygun görülmüştür.
Söz konusu sınava katılmak isteyenlerde unvanlar itibariyle ekte (EK:2) belirtilen şartlar aranacaktır. Başvuracak personelimizden yazılı sınavda başarılı olanlar sözlü sınava alınacaklardır. Yazılı ve sözlü sınavın yapılacağı yerler ile tarihleri ilgililere Bakanlığımız resmi internet sitesi olan www.kulturturizm.gov.tr adresinde ayrıca duyurulacaktır.
Bakanlığımızca yapılan sınavların başvuruları elektronik ortamda internet aracılığıyla alınacaktır. Sınava katılmak isteyen personelimiz http://intranet sitemizin ana sayfasında bulunan “Sınav Başvuru Sistemi” başlıklı linke tıklayarak başvurularını gerçekleştirecektir. Personelimizin sorunla karşılaşmamaları açısından, gerekli işlemleri yapmadan önce, aynı sayfada yayınlanan Sınav Başvuru Kılavuzunu incelemeleri gerekmektedir.
Sınav başvuruları Sınav Başvuru Sisteminin 05/12/2016 tarihinde açılmasıyla başlayacak ve 19/12/2016 Pazartesi günü saat 17:00’da kapanacaktır. Bu tarih ve saatten sonra sistem açılmayacak ve elektronik ortamda yapılmayan başvurular dikkate alınmayacaktır.
Durumları, ekte (EK:2) öngörülen şartlara uygun olan personelin, 19/12/2016 Pazartesi günü saat 17:00’a kadar, Bakanlığımızın kurum içi intranet sitesindeki ilgili link ile giriş yaparak aynı sayfada yer alan kılavuzda belirtilen şekilde başvurusunu yapıp “Görevde Yükselme Sınavı Başvuru Formu” çıktısını alarak ekleri ile birlikte görevli oldukları birime müracaat etmeleri gerekmektedir. Elektronik ortamda yapılmadan gönderilen başvurular kabul edilmeyecektir. Birimlerce, başvuru formlarının ve eki belgelerin, adı geçen Yönetmelikte ve bu yazıda belirtilen hususlara uygunluğu yönünden ön incelemesi yapılarak, eksiklikler varsa tamamlatılarak, onaylanması gereken kısımlar onaylanacaktır. Anılan Yönetmelik ve bu yazıda belirtilen hususlara uygun hale gelen başvuru formları, birim amirlerince bir yazı ekinde, son başvuru tarihini izleyen bir hafta içinde Personel Dairesi Başkanlığında olacak şekilde gönderilecektir.
Öte yandan, Bakanlığımız taşra kuruluşlarında görevli olan ve özlük dosyaları Valiliklerde tutulan personel için, ayrıca “Hizmet Cetveli” düzenlenecek olup, hizmet cetvelinde erkek adaylar için askerlik durumu (muaf, tecilli vb.) belirtilecek, askerlik görevini yapanların askerlik görevine başlayış ve terhis tarihleri de yazılacaktır. Ayrıca, ilgili personelin mağdur olmaması için hizmet cetvellerinde yer alan bölümlerin tam ve usulüne uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Bakanlığımızın merkeze bağlı taşra kuruluşlarında görevli olup, durumları, sınava başvurulacak unvan için ekte (EK:2) öngörülen şartlara uygun olan personelce süresi içinde yapılan başvurular da yine yukarıda belirtilen usule uygun olarak, eki belgeleri ile birlikte son başvuru tarihini izleyen bir hafta içinde Personel Dairesi Başkanlığına intikal ettirilecektir.
Ancak, Bakanlığımız taşra birimlerinde görevli personelin başvuruları; o yerin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca, ilgili valilik aracılığıyla, belirtilen süre içinde gönderilecektir.
Birimler tarafından gönderilen başvuru formları ve eki belgeler Personel Dairesi Başkanlığınca da incelenecek olup, inceleme sonucu, gerekli şartları taşımadıkları tespit edilenlere başvurularının kabul edilmediği ilgililere Sınav Başvuru Sistemi aracılığıyla bildirilecektir.
Başvuruları kabul edilen, görevde yükselme için gerekli şartları taşıdıkları tespit edilen tüm personel, Bakanlık tarafından anılan Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, yeri ve tarihi daha sonra Bakanlığımız resmi internet sitesi olan www.kulturturizm.gov.tr adresinde bildirilecek, görevde yükselme yazılı sınavına alınacaktır.
Görevde yükselme (Şef) yazılı sınav konuları;
1) T.C. Anayasası; (a) Genel Esaslar, (b) Temel Haklar ve Ödevler,
2) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
3) Türkçe Dil Bilgisi,
4) Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik,
5) 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,
6) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
7) Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik,
8) 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu,
9) Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği,
10) Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik,
11) 6245 sayılı Harcırah Kanunu,
12) 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu,
13) 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun,
Görevde yükselme (Memur) yazılı sınav konuları;
1) T.C. Anayasası; (a) Genel Esaslar, (b) Temel Haklar ve Ödevler,
2) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
3) Türkçe Dil Bilgisi,
4) Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik,
5) 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,
6) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
7) Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik,
8) Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği,
Yazılı sınav yüz tam puan üzerinden değerlendirilecektir. Yazılı sınavda başarılı sayılabilmek için en az altmış puan alınması gerekmektedir. Yazılı sınavda başarılı olup en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere ilan edilen kadro sayısının beş katına kadar aday sözlü sınava alınacaktır. Son adayla aynı puana sahip olan personelin tamamı sözlü sınava alınacaktır.
Görevde yükselme sözlü sınavı ise;
Sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
Liyakati, temsil kabiliyeti, tutum ve davranışlarının göreve uygunluğu,
Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
Genel kültür ve genel yetenek,
Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
konuları esas alınarak yüz tam puan üzerinden değerlendirilecektir. Sözlü sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılacaklardır.
Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle tespit edilecek ve Bakanlık resmi internet sitesinde ilan edilecektir.
Buna göre; atanmaya hak kazanan personel, başarı sıralaması listesinin kesinleşmesini müteakip başarı sırasına göre ilan edilen boş kadrolara, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak, kurumca uygun görülen yerlere, üç ay içerisinde atanacaklardır. Başarı puanlarının eşitliği halinde sırasına göre hizmet süresi fazla olan, daha üst öğrenimi bitirmiş olan, üst öğrenim mezuniyet notu yüksek olana öncelik verilmek suretiyle, en yüksek puandan başlamak üzere başarı sıralaması belirlenecektir.
Sınavı kazananların kazanılmış hak aylık dereceleri ve diğer hususlar dikkate alınarak, ekli listelerde (EK:1) belirtilen dereceler ve birimler arasında değişiklik yapma yetkisi Bakanlığın takdirindedir.
Adayların intranet aracılığıyla elektronik ortamda doldurduğu başvuru formunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu anlaşılanların veya gerekli şartları taşımadığı daha sonra tespit edilenlerin sınavları geçersiz sayılacak, atamaları yapılmış olanların atamaları ise iptal edilecektir.
Birimleri vasıtasıyla yapılmayan başvurular, eksik doldurulan başvuru formları ile son müracaat tarihinden sonra yapılan başvurular ve bu duyurudan önce muhtelif tarihlerde yapılan talepler, dikkate alınmayacaktır. Ayrıca, yanlış bilgi ve sahte belge vererek ya da belgelerde tahrifat, silinti ve kazıntı yapmak suretiyle Bakanlığı yanıltanların başvuruları da kabul edilmeyecek ve haklarında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulacak olup, disiplin yönünden de gerekli işlem yapılacaktır.
Sınavda; kopya çekenler, kopya verenler ve bunlara teşebbüs edenler, sınav kâğıtlarına belirtici işaretler koyanlar sınav salonundan çıkarılacak ve düzenlenecek bir tutanakla sınav kâğıtları geçersiz sayılacak olup, ayrıca, bu kişiler hakkında disiplin işlemi uygulanacaktır.
Sınava girecek aday yerine, başka bir kişinin sınava girdiğinin veya sınava giren kişinin sınav sorularını çaldığının anlaşılması halinde, ilgililerin sınavı geçersiz sayılacak ve bu husus tutanakla belirlenecek olup, ayrıca, her iki kişi hakkında da kanuni işlem yapılacaktır.
Yazılı sınav sorularının sınav öncesi çalındığının tespiti veya deprem, sel ve benzeri doğal afetler nedeniyle sınavlar ertelenecektir.
Sınav yapıldıktan sonra yazılı sınav sorularının çalındığının belirlenmesi halinde sınav geçersiz sayılacaktır.
Yukarıda belirtilen fiilleri işlemeleri nedeniyle haklarında işlem yapılanlar birbirini izleyen üç sınava katılamayacaktır.