2016 1 Mayıs’ı, 126. kez işçi sınıfının uluslararası düzeyde birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanacak. 1 Mayıs, ilk kez kutlandığı 1890 yılından bu yana, bütün ülkelerde, hem işçi ve emekçi sınıfların birliği, hem de her fırsatta birbirine karşı kışkırtılan halkların eşitlik yurttaşlık mücadelesinin en somut şekilde alanlara yansıdığı bir mücadele günü olarak kabul edilmektedir.
2016 1 Mayıs’ına sermayenin, emeğe ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırıların tehlikeli boyutlara ulaştığı koşullarda gidiyoruz. İşçi ve emekçilerin sayıları her geçen gün artan erkek-kadın, genç- yaşlı, çocuk-genç bütün bireylerinin iki yüz yılı aşkın süredir dile getirdiği “insanca yaşam, insanca çalışma koşulları” talebi, aradan geçen zamana rağmen önemini ve güncelliğini koruyor.
İktidar, yıllardır yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine, başta eğitim, sağlık, kültür ve sanat alanı olmak üzere tüm alanlarda hedeflerine ulaşmak için bütün imkânlarını seferber etmiş durumdadır. Emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşması, işsizlik, yoksulluk ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, iş cinayetleri, kadın cinayetleri ve çocuklara yönelik cinsel istismarların belirgin bir şekilde artması, emek ve demokrasi güçlerine yönelik baskı, şiddet ve saldırılar iç içe geçmiştir. Toplumsal yaşamın bütün alanları iktidarın baskıcı ve otoriter uygulamaları ile kuşatılmış, yaşam ve nitelikli kültür sanata ulaşma hakkına yönelik saldırılar artmıştır.
1 Mayıs’ın, en temel yaşam alanları kuşatılan, hakları tehdit altında olan emekçilerin taleplerini güçlü bir şekilde haykırdığı evrensel bir gün olarak yaygın ve kitlesel olarak kutlanması önemlidir. 1 Mayıs, bir taraftan sınıfın güncel ve somut taleplerinin öne çıktığı bir gün, diğer taraftan işçi sınıfı ve ezilen halkların sınıfsız, sömürüsüz, barış içinde bir dünya yaratmak için yürüttüğü mücadelede ne kadar kararlı olduğunun güçlü bir şekilde gösterildiği özel bir gündür.
1 Mayıs’ı tarihsel anlamına ve önemine uygun olarak kutlamak, emekçiler arasındaki birlik, dayanışma ve mücadele isteğinin kitlesel ve yaygın bir şekilde ülkenin dört bir yanında alanlara ve mücadeleye yansıtmak için başta kültür ve sanat emekçileri olmak üzere, tüm işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta alanlara çıkmaya çağırıyoruz!
* İktidar tarafından hedef haline getirilen iş güvencemize sahip çıkmak, herkese güvenceli iş, güvenli gelecek talebimizi haykırmak için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Kültür ve Sanata her türlü esnek, güvencesiz ve angarya çalışma uygulamalarına dur demek için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Kazanılmış haklarımız için, insanca yaşam ve daha iyi çalışma koşulları için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* İktidarın Kültür ve Sanatı kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmesine karşı sesimizi yükseltmek için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Zorunlu din dersi dayatmasına, farklı inanç ve kültürlerin dışlanmasına, her türlü ırkçı, gerici ve ayrımcı uygulamaya son verilmesi için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Kültür ve Sanat alanında yaşanan ticarileşme ve özelleştirme uygulamalarına dur demek için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Herkese eşit ve parasız, kamusal, bilimsel, demokratik, laik ulaşılabilir nitelikli kültür ve sanat hakkının önündeki engellerin kaldırılması için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Çocuk istismarının yaşandığı ve yasa dışı olarak açılan evlerin kapısına kilit vurulması, evleri açan vakıf ve derneklerin kapatılması için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
* Kültür ve Sanat alanında ki siyasi-sendikal ayrımcılığa, baskı, soruşturma, sürgün ve tehditlere son verilmesi için, 1 MAYIS’ta ALANLARDAYIZ!
*Kurumlarında üyelerimizin fişlenmesine ve hedef haline getirilmesine dur demek için,
Kültür ve Turizm Bakanlığı Disiplin Kurulu bugün yaptığı toplantıda 1 üyemiz hakkındaki dosyaları görüştü. Toplantıda üyemiz hakkında istenen ‘Aylıktan Kesme’ cezasının reddine, karar verildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Disiplin Kurulu bugünkü toplantısında, üyelerimiz, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığında Ayniyat Saymanı Şükriye Serpil BULUT hakkındaki dosya görüşüldü. Sendika temsilcimizin de katıldığı toplantıda, ‘Aylıktan Kesme’cezası teklifinin usul ve esas yönünden reddine ve dosyaların ilgili birime gönderilmesine karar verildi.
87,98 ve 151 sayılı International Labour Organization (ILO) sözleşmeleri, Anayasa’nın 90.Maddesi ve 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununu.
MADDE 2- TARAFLAR
Bu toplu iş sözleşmesinin İşveren tarafı, ‘Kamu İşveren Heyeti’,kamu çalışanları tarafı ise ‘Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen)’dır.
MADDE 3- TANIMLAR
Bu toplu iş sözleşmesinde geçen;
a.İşveren: Kamu İşveren Heyeti
b.Konfederasyon: Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)’nu
c.Sendika: Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen)’nı
d.İşyeri: Madde 6 (a) bendinde yer alan kurumları
e.Kamu görevlisi: Kamu kurum ve kuruluşları ile bağlı ortaklıklarında işçi statüsü dışında bir kadro veya pozisyonda çalışan kamu çalışanını,
f.Sözleşme: Ekleri ile birlikte bu toplu iş sözleşmesini
j. Taraflar: Bu Toplu İş Sözleşmesine taraf olan işveren ve sendika
k. Mevzuat: Yasa, tüzük, yönetmelik, genelge, yönerge v.b.’ni ifade eder.
MADDE 4- SÖZLEŞMENİN AMACI
Sözleşmesinin yapılması,içeriği ve sona ermesi ile ilgili hususları düzenleyerek;
KESK ve Kültür Sanat-Sen Kamu İşveren Heyeti arasında, tarafların temsil, hak ve yükümlülüklerini, tarafların hak ve yetkilerini, sendikal izinleri, çalışanların eğitimi, çalışma koşulları ve sürelerini, iş güvencesini, işe alma ve işten ayrılma usullerini, her türlü mali, sosyal ve özlük hak ve yardımları, izin, atanma, yer değiştirme ve yönetime katılma haklarını, disiplin hükümlerini, yasakların kaldırılması ile karşılıklı ödev ve sorumlulukları ve özel hükümleri göstermektir.
MADDE 5- İLKELER
Bu toplu sözleşmenin uygulanmasında;
Taraflar işyerlerinde çalışma ortamının oluşturulmasında,
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, Avrupa Sosyal Şartı, Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmeleri ve yetkili organ kararlarını, BM İkiz Sözleşmelerini ve organ kararlarını asgari norm olarak kabul ederler.
MADDE 6- KAPSAM VE YARARLANMA
a)Bu Toplu İş Sözleşmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Türk Dil Kurumu Başkanlığı, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı,Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ile bunlara bağlı ve ilgili işyerlerinin tümünü kapsar.
b)Bu Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden Kültür Sanat ve Turizm Hizmet Kolunda bulunan işyerlerindeki 657 sayılı kanunun 4/A, 4/B, 4/C maddesine tabi çalışanlar, 657 sayılı kanun uyarınca sanat kurumlarında tüm sözleşmeli çalışanlar ile geçici hizmet sözleşmesi ile çalışanlar, özel kanunlarına göre kamu görevlisi olarak kabul edilen (Süreli Sözleşmeli Personel, Misafir Sanatçı) sözleşmeli personel yararlanır.
c)Bu Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi içinde işveren, sendikasız çalışanların ücretlerine; Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen zamlardan ayrı ve farklı zam yapamaz. Yapması durumunda bu zamdan bütün sendikalı çalışanlar da ek olarak ve ayrıca yararlanırlar.
MADDE 7- TOPLU SÖZLEŞMENİN HÜKÜMLERİ
a)Bu Toplu İş Sözleşmesinin “Kapsam ve Yararlanma ” başlığını taşıyan 6. maddesinde, sözleşmeden yararlanacağı belirtilen çalışanlara uygulanan mevzuatın bu Sözleşmeye aykırı hükümlerinin yerini bu Sözleşme hükümleri alır.
b)Yasalardan doğan haklara ek olarak, bu Toplu İş Sözleşmesinde yer alan hükümler, sözleşmeden yararlanan çalışanlar yönünden Sözleşmenin yürürlük süresinin başlangıcından itibaren, yeni bir Sözleşme yapılıncaya kadar hüküm doğurmaya devam eder.
c)Bu toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe, idari ve hizmet akitleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. İdari ve hizmet akitlerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini, bu toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Şöyle ki; idari ve hizmet akitlerindeki kamu çalışanı lehine hükümler saklıdır ve hizmet akdinde belirtilmeyen konularda bu toplu iş sözleşmesinin hükümleri uygulanır.
d)Bu toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu çalışanlarına sağlanan ve bu toplu iş sözleşmesinde değiştirici ya da yok edici hüküm bulunmayan kamu çalışanı lehine hak ve menfaatler kazanılmış hak olarak aynen devam eder.
e)Toplu iş sözleşmesi, mevzuat ile kamu çalışanı yararına tanınmış ve tanınacak hakların uygulanmasına engel olamaz. Bu toplu iş sözleşmesinden daha fazla hak sağlayan yasalar çıkarsa, bu sözleşme hükümlerinin yerini alır.
MADDE 8- UYGULAMA ESASLARI:
a)Toplu İş Sözleşmesinin Bütünlüğü: Bu Toplu İş Sözleşmesi gerek maddelerin açık anlamları ve gerekse de değindiği bütün hususlarda geçerlidir. Bölüm ve madde başlıkları maddelerin anlamını tamamlar.
Yorum: Bu Toplu İş Sözleşmesi amacı dışında yorumlanamaz, taraflar yoruma gerekli gördükleri maddeleri öncelikle aralarında görüşerek ortak bir çözüm yolu bulmaya çalışırlar. Çalışanlardan ve özgürlüklerden yana yorum esas alınır.
b)Toplu İş Sözleşmesinin Yürütülmesi: Bu Toplu İş Sözleşmenin yürütülmesi işveren ve sendikayla birlikte sağlanır. Sendika, Genel Merkez Yönetim Kurulu, Şube Yönetim Kurulu, İşyeri Sendika Temsilcileri tarafından temsil edilir. İşveren, kendisi ya da işveren vekili tarafından temsil edilir.
MADDE 9- İŞVERENİN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
a)İşveren, bu Toplu İş Sözleşmesine aykırı olmamak üzere işin tanzimi, işyerinin sevk idaresi ile ilgili kararlar almaya yetkilidir.
b)İşveren, işyerinde çalışanların güvenliği ve sağlığı açısından gereken her türlü önlemi eksiksiz almakla yükümlüdür.
c)İşveren, çalışanların tüm haklarını zamanında ve noksansız olarak yerine getirmekle yükümlüdür.
d)İşveren, sendika veya konfederasyonun her konudaki bilgi talebini öncelikli olarak yerine getirir. Sendika ve işveren vekilleri birbirine yazdıkları yazılara en geç 15 gün içerisinde yazılı yanıt vermek zorundadır.
e)Çalışanları ilgilendiren her türlü yasa, tüzük, yönetmelik, genelge, vb. hazırlık çalışmalarında sendika görüşü alınır.
g)İşveren, sendikal çalışmalar konusunda çalışanlara ve sendikaya, sendikayı temsil yetkisine sahip kişilere her türlü kolaylığı sağlar.
h)İşveren, çalışanları ilgilendiren her türlü mevzuat ve süreli yayınları sendika ve konfederasyona gönderir.
i)Çalışanlar, görevlerini yaparken özel ve tüzel üçüncü kişilere zarar vermeleri halinde aleyhlerine açılacak davalarda işveren hukuki destek sağlar.
j) Çalışanlar, yasalarla düzenlenmiş statü, teknik eğitim ve unvanlı kadroları dışında her ne sebeple olursa olsun başka kadro ve statülerde çalıştırılamaz.
k) Sendika temsilcileri, kendi görev alanlarına giren konuları görüşmek üzere, işveren veya vekillerinden toplantı talebinde bulunabilirler. Olağanüstü bir sebep olmadıkça, yazılı olarak başvurdukları tarihten itibaren 3 (üç) işgünü içinde talep yerine getirilir.
l) Özel yasaları bulunan sanat kurumlarının disiplin kurullarında sendika temsilcisi yer alır.
m) İşveren sendikal bildiri, gazete, dergi ve benzeri materyallerin, işyerlerinde engellenmeden dağıtımı için gerekli tedbirleri alır.
n) İşveren, çalışanların aidat kesinti listesini 4688 Sayılı Yasa hükümlerine göre sendikaya zamanında ve düzenli olarak vermekle yükümlüdür.
o)İşyerinde mevcut ve oluşturulacak kurul ve komisyonlarda işveren ve sendika eşit sayıda temsilci bulundurur.
MADDE 10- İŞYERİ OLANAKLARINDAN YARARLANMA
İşveren, sendika, şube ve işyeri temsilcilerinin talepleri doğrultusunda işyerlerinde yapılacak olan eğitim, seminer, konferans, tiyatro ve diğer etkinliklerde salon, araç ve gereçlerini ücretsiz kullandırır.
MADDE 11- İŞYERİNDE SENDİKAL ÇALIŞMALAR
a)Sendikanın merkez ve şube yöneticileri ya da görevlendireceği kişiler, işverenle her zaman görüşebilir. Aynı zamanda, işyerindeki sendika üyeleri ve çalışanlar ile de her zaman görüşebilir.
b)Kamu çalışanları, sendikal faaliyetlerinden ötürü hiçbir ceza ve farklı uygulamaya tabi tutulamazlar.
MADDE 12- SENDİKAL İZİNLER
a)Sendika temsilci ve görevlilerine kongre, konferans, seminer, yönetim, denetim, genel kurul ve temsilciler kurulu gibi sendikal toplantılara katılmaları için, sendikanın veya şubesinin yazılı talebi üzerine ücretli idari izin verilir. Verilecek izinler diğer yasal izinlerden mahsup edilemez.
b)Sendikanın yurt içi ve yurt dışında düzenleyeceği her türlü eğitim, seminer, konferans vb. toplantılarına katılacak sendika üyelerine eğitim süresi ve yol süresi dikkate alınarak ücretli idari izin verilir.(KESK)
c)Sendika ve şube yöneticileri ile iş yeri temsilcileri, amirine bilgi vermek koşulu ile sendikal faaliyetler için işyerinden ayrılabilir.
MADDE 13- İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLİĞİ:
a)İşyeri sendika temsilcileri sendika tüzüğüne göre işyerinde çalışan üyeler tarafından belirlenir.
b)İşveren vekili, temsilci seçimi için gerekli mekânı temin eder.
c)İşyeri sendika temsilcileri, işyerinde çalışan üyelerin yasa ve bu sözleşmeden doğan haklarının tam ve eksiksiz uygulanıp uygulanmadığını takip etmek, bu konuyla ilgili üyelerden gelecek dilek ve şikâyetleri, işveren veya vekiliyle görüşür ve çözüme bağlar.
d)İşyeri sendika temsilcileri üyeler ve çalışanlarla ihtiyaç duyduklarında görüşebilirler. Bu görüşmeler toplantı biçiminde de yapılabilir.
MADDE 14- DUYURU PANOSU VE SENDİKA TEMSİLCİLİK ODASI:
a)Duyuru Panosu:
Sendika ilan tahtasının işyerlerinde işveren tarafından yaptırılarak bulundurulması zorunludur. İlan tahtalarının personelin toplu girişlerinin bulunduğu yerlerde asılması sağlanır.
b)Temsilcilik odası:
İşyerlerinde temsilcilik odası bulundurulması zorunludur. Mekân olarak fiilen oda bulundurulamayan küçük işyerlerinde haftanın belli bir gününün, belli bir bölümünde işyeri odalarından birisi sendikaya tahsis edilir. Büyük işyerlerinde temsilcilik odasında sendikanın uygun göreceği demirbaşlar bulundurulur. Sendika odasına dâhili telefon hattı çekilir. Sendika isterse, ayrıca telefon hattı tahsis edilir.
MADDE 15- SENDİKA VE ŞUBE YÖNETİCİLERİ İLE SENDİKA İŞYERİ TEMSİLCİLERİ VE İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLERİNİN GÜVENCESİ
a)İşyerinde çalışan şube yönetim, denetleme, disiplin kurulları, şubeye bağlı il ve ilçe temsilcilik yönetim kurulu üyeleri ile işyeri sendika, sendika iş yeri temsilcileri ve üyeler, sendikal faaliyetleri nedeni ile cezalandırılamaz, rızaları dışında çalıştırıldığı birim, kısım ya da işyeri değiştirilemez, meslekleri ile ilgili olmayan bir görev verilemez ya da başka bir işyerine geçici veya daimi olarak görevlendirilemezler.
b)Profesyonel sendika yöneticiliği sona eren merkez ve şube yöneticileri, yöneticilik görevinin sona ermesinden itibaren bir ay içerisinde eski görev yerine başlatılır. Bu haktan sendikal görevlerinden dolayı hüküm giymiş olan yöneticiler de yararlanır.
MADDE 16- Sendika, özel yasası olan kurumlar dahil bütün disiplin ve yüksek disiplin kurullarında sendika temsilcisi ve sendikanın isteği halinde avukat bulundurur.
II-BÖLÜM
MALİ VE SOSYAL HAK TALEPLERİMİZ
MADDE 1- Emekli sandığı kanununun Ek Madde 70’de belirtilen emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi oranlar;
Ek göstergesi 3600 (dahil) – 6400 (hariç) arasında olanlarda %150 ‘sine
Ek göstergesi 2200( dâhil)- 3600(hariç) arasında olanlarda %130’una
Diğerlerinde (2200 altında olanlar) %70’ine tekabül eden miktarı, emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulur.
MADDE 2- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (I)sayılı cetvelde Hizmet sınıfları itibariyle unvan veya aylık alınan, derecelere göre ek göstergeler deki (II) sayılı cetvelde Şehir Plancısı ve Bölge Plancısı ibaresinden sonra gelmek üzere Arkeolog unvanı eklenmiştir.
MADDE 3- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde Hizmet sınıfları itibariyle unvan veya aylık alınan derecelere göre ek göstergelerdeki (II) sayılı cetvelde Şehir Plancısı ve Bölge Plancısı ibaresinden sonra gelmek üzere Müze Araştırmacısı, Kütüphaneci, Folklor Araştırmacısı unvanı eklenmiştir.
MADDE 4- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde Hizmet sınıfları itibariyle unvan veya aylık alınan derecelere göre ek göstergedeki (II) sayılı cetveldeki Şehir Plancısı ve Bölge Plancısı ibaresinden sonra gelmek üzere lisans mezunu olan Heykeltıraş, Restoratör, Teknik Ressam unvanları eklenmiştir.
MADDE 5- 14.07.1965 Tarihli ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 36.maddesinin “Ortak Hükümler “başlıklı A bendinin 4.alt bendinde ,” Üniversitelerin arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümlerinin Prehistorya, Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi, Klasik Arkeoloji Ana bilim dallarından mezun olanlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “Fen- Edebiyat, Edebiyat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültelerinin Bilgi-Belge Yönetimi(Kütüphanecilik) Dokümantasyon ve Enformasyon, Arşivcilik, Halkbilimi, Restorasyon, Konservasyon, Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım bölümlerinden mezun olanlar öğrenimlerine göre tespit edilen giriş derece ve kademelerine bir( 1) derece verilir ibaresi eklenmiştir.
MADDE 6 – 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli II sayılı Cetvelde grup 9’un 6.sırasına “Arkeolog” ibaresinden sonra gelmek üzere Restoratör, Kütüphaneci, Müze Araştırmacısı, Folklor Araştırmacısı ibaresi eklenmiştir.
MADDE 7- 17/4/2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karara ekli (I) sayılı İş Güçlüğü, İş Riski, Temininde Güçlük ve Mali Sorumluluk Zammı Cetvelinin “(B) Teknik Hizmetler Bölümü”nün 3 üncü sırasında hizmet yılları dikkate alınarak öngörülen iş güçlüğü ve temininde güçlük zammı puanları ile (II) sayılı Özel Hizmet Tazminatı Cetvelinin “(E) Teknik Hizmetler” bölümünün 1 inci sırasının (c) bendinde dereceler itibarıyla öngörülen tazminat ve ek tazminat oranları, kadroları teknik hizmetler sınıfına dâhil Müze Araştırmacısı Folklor Araştırmacısı, Kütüphaneci unvanlı kadrolarda bulunan personel için de uygulanır.
MADDE 8-17/4/2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karara ekli (I) sayılı İş Güçlüğü, İş Riski, Temininde Güçlük ve Mali Sorumluluk Zammı Cetvelinin “(B) Teknik Hizmetler Bölümü”nün 3 üncü sırasında hizmet yılları dikkate alınarak öngörülen iş güçlüğü ve temininde güçlük zammı puanları ile (II) sayılı Özel Hizmet Tazminatı Cetvelinin “(E) Teknik Hizmetler” bölümünün 1 inci sırasının (c) bendinde dereceler itibarıyla öngörülen tazminat ve ek tazminat oranları, kadroları teknik hizmetler sınıfına dâhil Restoratör, Heykeltıraş ve Teknik Ressam unvanlı kadrolarda bulunan personel için de uygulanır
MADDE 9- 666 Sayılı KHK deki (I) sayılı Cetveldeki Ek Ödeme Oranları Aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Kadroları Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan personelden,
b)bendindeki Arkeolog unvanının ek ödeme oranları;
1-2 dereceden aylık alanlar140,
3-4 dereceden aylık alanlar 130,
Diğer derecelerden aylık alanlar 120 olarak uygulanır.
MADDE10-666 Sayılı KHK deki (I) sayılı Cetveldeki Ek Ödeme Oranları Aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ek ödeme oranları (1) nolu grupta düzenlenenler hariç, bu sınıfta yer alan diğer kadrolarda bulunanlardan;
1-2 dereceden aylık alanlar 140
3-4 dereceden aylık alanlar 130
Diğer derecelerden aylık alanlar 120 olarak uygulanır.
MADDE 11- 657 Sayılı Kanuna ekli II Sayılı (özel Hizmet Tazminatı)Cetvelinin E-Teknik Hizmetler Bölümünün 6.Maddesinde; teknik hizmet sınıfına ait kadrolarda çalışan büro, atölye, ısı santrali, laboratuvar,tesis,(sosyal tesisler dahil)işletme,fabrika,ve hizmet binaları dışında olmak şartıyla arazi,şantiye,inşaat,baraj park,bahçe maden ve yol gibi açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlar (belirtilen mahallerde yapılan kontrolörlük dahil) dan sonra gelmek üzere “araştırma inceleme yapmak,gezici kütüphane hizmeti vermek” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 12- 657 Sayılı Kanuna ekli II Sayılı (Özel Hizmet Tazminatı) Cetvelinin E-Teknik Hizmetler Bölümünün 6.Maddesine En az dört yıllık yükseköğrenim görenlerden; Teknik Hizmetler Sınıfının 1/a,b ve c sıralarında sayılan Mimar, Mühendis, Arkeolog, unvanından sonra gelmek üzere Müze Araştırmacısı, Kütüphaneci unvanları eklenmiştir.
MADDE 13 – 657 Sayılı Kanuna ekli II Sayılı (özel Hizmet Tazminatı)Cetvelinin E-Teknik Hizmetler Bölümünün 6.Maddesine en az dört yıllık yükseköğrenim görenlerden; Teknik Hizmetler Sınıfının 1/a,b ve c sıralarında sayılan Mimar, Mühendis, Arkeolog, unvanından sonra gelmek üzere Teknik Ressam, Restoratör, unvanları eklenmiştir.
MADDE 14- )Kütüphanelerde, Müzelerde ve Laboratuvarlarda çalışanlar ile sanat kurumlarındaki atölyelerde çalışan personele 575 puan iş riski zammı verilir.
MADDE 15- Kütüphanelerde, Müzelerde ve Laboratuvarlarda haftalık 40 saati geçen hafta sonu çalışmaları, dini ve milli bayramlar ile hafta içi mesai bitiminden sonra çalışılan süreler için ödenmekte olan mesai ücretinin 5 katı kadar fazla mesai üçreti ödenir.
MADDE16-4/B statüsünde istihdam edilen Restoratör unvanınada arazi tazminatı ödenir.
MADDE 17-Arkeolog, Müze Araştırmacısı Restoratör ile diğer kadrolarda çalışan, üzerinde zimmet bulunan personele 400 puan, Kütüphanelerde üzerinde zimmet olan (basma ve yazma eserler ile görsel işitsel materyaller) Kütüphaneci ve diğer personele, 400 puan mali sorumluluk zammı ödenir.
MADDE18-Devlet Memurları Kanunu II sayılı cetvelde (Özel Hizmet Tazminatı cetveli) Müdür unvanı ile çalışan Mühendis, Mimar, Şehir ve bölge plancılarına % 170 özel hizmet tazminatı verilir.
MADDE19- 666 sayılı KHK nin (III) sayılı cetvelindeki;(Ek 10 uncu Maddenin Birinci Fıkrasının (c) Bendi Kapsamında Yer Alan Personelin Ücret ve Tazminat Gösterge Cetveli)bölümüne; Sıra no: 1 deki Merkez teşkilatına ait Uzman ibaresinden sonra gelmek üzere Taşra Teşkilatına ait Uzman ibaresi eklenmiştir.
MADDE 20-657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda ekli II sayılı Özel Hizmet Tazminatı cetvelinde grup 14. Sırasında “Mütercim “unvanından sonra gelmek üzere “Turizm Araştırmacısı” unvanı eklenmiştir. 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki Cetvellerin Kültür ve Turizm Bakanlığına ait bölümüne işlenmiştir.
MADDE 21- 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile diğer teknik hizmet personeli 4(B) statüsünden, 4(A) statüsüne uzman olarak geçirilen personel, sınavsız olarak Arkeolog ya da Müze Araştırmacısı kadrosuna atanır.
MADDE 22-664 Sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK nın geçici 1. Maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(9) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kurumlarda Uzman olarak görev yapan personel bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla Yüksek Kurum Uzmanı Kadrolarına, halen bulundukları kadro dereceyle başka bir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır.
MADDE 23-Kültür ve Turizm Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında görev yapan personelden en az dört yıllık eğitim veren fakülte veya yüksekokullardan veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilmiş yurtdışındaki Yükseköğretim Kurumlarından mezun olan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartları taşıyanlardan; Bakanlıkta en az on yıl hizmeti olan şube müdürü, APK uzmanı, eğitim uzmanı, sivil savunma uzmanı, uzman,araştırmacı,kütüphaneci,folklor araştırmacısı, müze araştırmacısı, Turizm Araştırmacısı,Arkeolog,Mühendis,Mimar,Şehir Plancısı, il kültür ve turizm müdürü,il kültür ve turizm müdür yardımcısı,müze müdürü,müze müdür yardımcısı,kütüphane müdürü,kütüphane müdür yardımcısı,Kadrolarında veya eşdeğer kadrolarda asaleten görev yapanlar istekleri halinde kültür ve turizm uzmanı kadrolarına atanırlar.
MADDE 24- İl Kültür Md. Yrd., Şube Müdürü, Müdür, Müdür Yrd. gibi idari kadrolarda çalışanlara 2000 puan makam tazminatı verilir.
MADDE 25- İl Kültür Müdür Yrd., Müdür, Şube Müdürü ,Müdür Yardımcısı, unvanlarının ek göstergeleri 3600′ e çıkarılır.
MADDE 26- Şef kadrosunda çalışan personele 3000 ek gösterge verilir. Özel Hizmet Tazminatları artırımlı olarak ödenir.
MADDE 27-Memur olarak istihdam edilen, MEB. Onaylı Bilgisayar işletmeni sertifikası olan durumları uygun personel istekleri halinde Bilgisayar İşletmeni veya Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni kadrolarına atanırlar ve Özel Hizmet Tazminatları artırımlı olarak ödenir.
MADDE 28-Koruma Güvenlik görevlisi olarak istihdam edilen personel istekleri halinde memur kadrosuna alınır.
MADDE 29-Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışan lisans mezunu (iktisat, İşletme vb.)personelin Özel Hizmet Tazminatı öğrenimlerine göre düzenlenir. Ve diğer ihtisas elemanları gibi Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Sınavına girer.
MADDE 30- APK uzmanı, Uzman, Araştırmacı kadrolarına şube müdürünün aldığı oranda (170 puan) ek ödeme verilir.
MADDE 31- Şube Müdürlüğüne atanma şartlarını taşıyan Ayniyat Saymanlarına sınavsız Şube Müdürü kadrosu verilir.
MADDE 32- Taşınır kayıt ve kontrol yetkililerine 600 puan mali sorumluluk zammı verilir. . Bu personelden kefalet adı altında kesinti yapılamaz.
MADDE 33- Yardımcı Hizmetler Sınıfında yer alan Hizmetli, Bekçi ve İtfaiyeci kadrosundaki personel GİH sınıfına sınavsız alınır.
MADDE 34-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu I Sayılı Cetvelde H Kurumlarına ait bölümündeki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Yardımcı Hizmetler Sınıfında yer alan Bekçi, İtfaiyeci için;500 puan İş Güçlüğü, 275 puan İş Riski, 150 puan Temininde Güçlük zammı ödenir.
MADDE 35-a) -Parasal hakları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenen, verilecek ücretlerin ödeme şekli Devlet memurları maaşlarının ödeme şekline tabi kılınan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında İdari Sözleşmeyle istihdama hükmedilen Sanatkârlarının TEMEL ÜCRETİ, Tüzel kişiliğe sahip Kuruluş Kanunları uyarınca belirlenmesi yasal bir zorunluluktur. Bu nedenle, Bakanlar Kurulu Kararıyla anılan kurumlar için TEMEL ÜCRET AYRICA belirlenir.
b)- Anayasanın 128. Maddesi, 6940 sayılı Kanun, 6388 sayılı Kanunun, 5441 sayılı Kanunla değişik 1309 ve 1310 sayılı Kanunlar, – 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 33, 47, 68. Madde (B) bendi, Ek Geçici 12. Madde (A) ve (B) betleri ve Ek Geçici 31. Maddeler hükümleri uyarınca, Bakanlar Kurulu Kararıyla Sanatkârlar için belirlenen TEMEL ÜCRETİN NET TUTARI, 657 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı Ek gösterge cetvelinde kadroları teknik hizmetler sınıfında yer alan 1. Derece 4. Kademede bulunan Mühendislere ödenen(teşvik ve ikramiye dışındaki) net aylığına %35 (yüzde otuz beş) ilave edilerek bulunacak miktardan düşük olamaz.
c)- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci madde uyarınca, (I) sayılı Ek Gösterge cetvelinde Sayılan Mühendise ödenen özel hizmet tazminat tutarı; 6388 sayılı Kanunla Emekli Sandığıyla Sanatkâr olarak iştirakçi kabul edilenlerin emekliliklerinde, emekli aylıklarına ilave edilerek ödenir. Daha önce emekli olan Sanatkârlar da aynı haktan yararlandırılır. 657 sayılı Devlet memurları Kanununun Ek Geçici 12. Maddesi (D) bendine işlenen Değişik 04.03.1987 – KHK 272/1 md. uyarınca, 5434 Sayılı Kanunla Sanatçı olarak iştirakçi Kabul edilenler, Kültür ve Turizm Bakanlığının sanatla ilgili merkez ve taşra birimlerine bağlı olarak çalışan orkestra, koro ve topluluk sanatçıları, sanatkârları de emekliliklerinde Mühendisler için ön görülen Özel hizmet tazminatından aynı oranda yararlandırılırlar. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında Kendi özel Kanunlarının çıkarılmamış olması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili yerine işlenmiş sayılır.
MADDE 36-a- )2015 yılı ikinci altı aylık dönemde 1. Derece 4. Kademede bulunan Mühendise ödenen Net Aylığının %20 fazlası olan, Sanatkârın 48/1. Maddede hesaplanan TEMEL ÜCRETİ, 2016 yılından itibaren %35 (yüzde otuz beş) fazlasına yükseltilmiştir.
b)- 2015 yılı için Bakanlar Kurulu Kararıyla Mühendis aylığında yapılan Net artışın yüzde sekiz(8) fazlası ve enflasyon artışı, 2016 yılı için yüzde on (10) ve enflasyon artışı Sanatkârın 48/1. maddede hesaplanan temel ücretine ilave edilir.
MADDE 37-Sanat Kurumlarında çalışan idari sözleşmeli personelin vergi matrahı brüt sözleşmeleri üzerinden değil net ele geçen maaş üzerinden hesaplanır.
MADDE 38-193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 13.maddesi (3239 sayılı Kanunun 42’nci maddesiyle eklenen bent) Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkların’dan sonra gelmek üzere ,657sayılı Devlet Memurları Kanunu ek geçici 12.14.15.16. Maddesine göre çalıştırılan sanatkârların ikramiye ve teşvikleri;ibaresi eklenmiştir.
MADDE 39-01.07.2012 tarihinde geçerli olmak üzere, bu hizmet kolu kapsamında ki sanat kurumlarında çalışan ve 657 sayılı kanunun ek geçici 16.maddesi kapsamında bulunan sözleşmeli personel,375 sayılı KHK’nin 7. Maddesine göre çalıştırılan Misafir Sanatçı ile Süreli Sözleşmeli Personele gece 24’den sonra yaptırılan ayda 50 saati geçmemek üzere fazla çalışma ücretinin 8 katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenir.
MADDE 40- Devlet Opera Bale Genel Müdürlüğü İdari Sözleşmeli olarak çalıştırılan Koro sanatçıları ile Sanatkâr uzman memurlara her yıl eylül ayında görev esnasında giymesi gereken ve kurumlarınca belirlenen özel kıyafet yardımı yapılır.
MADDE 41- Mesleki yaşı sınırlı olan, İdari Sözleşmeli Bale ve Dans Sanatkârlarına münhasır olmak üzere,5510 sayılı kanunda erken emeklilik şartları düzenlenir ve fiili hizmet zammı her 12 aya 3 ay ilave ile 15 ay olarak uygulanır.
MADDE 42- 632 sayılı KHK ile Devlet Opera Bale Genel Müdürlüğü ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı Orkestra-Koro ve Topluluklarda, 4/B statüsünden 4/A Statüsüne geçirilen Sanatçılar Devlet Koro ve Toplulukları yönetmeliğinin 29. Maddesi uyarınca, yaptıkları iş esas alınarak İDARİ SÖZLEŞME ’ye (SANATÇI) tabi olur.
MADDE 43- Misafir sanatçı- süreli sözleşmeli personel: Sanat Kurumlarında 375 sayılı KHK’nın ek 7. Maddesi ve bütçe kanununun 23.maddesi uyarınca maliye vizesi ile Süreli Sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin istekleri halinde görev yaptığı pozisyonun sözleşme görev unvanına atamalarını yapacak yasal düzenleme çıkarılır.
MADDE 44-Misafir sanatçı- süreli sözleşmeli personel: Sanat Kurumlarında 375 sayılı KHK’nın ek 7. Maddesi ve bütçe kanununun 23.maddesi uyarınca maliye vizesi ile Süreli Sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin 4688 sayılı Kamu Görevlileri ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereğince sendika üyesi olabilirler.
MADDE 45 -87/11782 sayılı Devlet Sanatçıları ve Sanatçıların sözleşmeli olarak çalıştırılmalarına dair esaslar başlıklı Bakanlar Kurulu kararının 9.maddesinde d “…olağanüstü gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı görev yaptıkları tespit edilenlerle ilgili bakanın teklifi ve başbakanlık onayı ile 2 aylığa kadar(2 aylık dâhil) ücret teşvik ikramiyesi olarak verilir…” ibaresinden sonra gelmek üzere “herhangi bir kurum tarafından özel kriterler getirilemez” hükmü eklenir.
MADDE 46-Sanat Kurumlarında Bale ve Dans Topluluklarında çalışan Sanatkârlar, Misafir Sanatçılar gebeliklerinin başlamasından itibaren durumuna uygun işlerde görevlendirilirler. Raporlu olmaları durumunda ücretlerinden herhangi bir kesinti yapılamaz.
III- BÖLÜM
SOSYAL HAKLAR
MADDE 1 – YASAL İZİNLER VE TATİLLER
a)Eğitim izni: Çalışanın bir üst öğrenim kurumuna devam etmesi halinde lisans, yüksek lisans ve doktora için süreleri kadar ücretsiz izin verilir. İsteği halinde öğrenim gördüğü İl’e (Özel yasaları olan kurumlarda çalışanlar dâhil) ataması yapılır.
b)Yıllık izinler: Çalışanların kullandığı yıllık izinler iş günü esas alınarak verilir.
c)Doğal Afet İzni: Doğal afet durumlarında kamu çalışanları, sendikaların ve mülki amirlerin birlikte belirleyeceği yöntemle ve sürede ücretli izinli sayılırlar.
d)8 Mart: Dünya Emekçi Kadınlar Gününde kadın çalışanlar ücretli izinli sayılır.(Konfederasyon)
e)1 Mayıs: Resmi tatil olan 1 Mayıs “Emek ve dayanışma Günü” sanat kurumlarında da uygulanır.
f)Ücretli Hafta tatili: 21.1.1924 tarih ve 394 sayılı “Hafta Tatili Kanunu” Sanat Kurumlarında yevmiyeli çalıştırılan süreli sözleşmeli personele uygulanarak bir gün hafta tatili ücreti ödenir.
MADDE 2- KURUM OLANAKLARINDAN FAYDALANMA
a)İşverenin lojman, kamp, kreş ve benzeri her türlü sosyal tesislerinden çalışanlar, eş ve çocukları ücretsiz olarak yararlanır.
b)Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı sanat kurumlarının sahnelediği
Eserlerden çalışanlar, eş ve çocukları indirimli yararlanır.
c)Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde olan belgeli turizm tesislerinde, çalışanlarına indirimli hizmet verilmesini sağlar.
d)İşveren, çalışanın ihtiyacı halinde hastalanma, cenaze vb. durumlarda kurumun araçlarından ücretsiz yararlandırır.
MADDE 3-ULAŞIM:
a)İşveren merkez ve taşra teşkilatında çalışanlarının ulaşımını sağlamak amacıyla servis aracını hizmete koyar. Tüm çalışanlar bu hizmetten ücretsiz olarak faydalanır. Güzergâh sendika temsilcisi ile ortak belirlenir. Sanat kurumlarında çalışan personelin, çalışma saatlerine uygun servis verilir.
b)İşveren, mesai saatleri dışında ve resmi tatillerde göreve çağırdığı personele araç tahsis eder.
c)Yukarıda belirtilen hususların işverence yerine getirilememesi halinde işveren yerel yönetimlerin toplu taşıma araçlarından yararlanmasını sağlar. Bunun da gerçekleştirilememesi durumunda, çalışma gün sayısı dikkate alınarak, gidiş-dönüş olmak üzere hesaplanacak tutarda yol ücretini çalışanlara nakden öder.
MADDE 4-KREŞ:
a)En az 50 çalışanı olan işyerleri ile 50’den az çalışanı olan birbirine yakın işyerleri birleştirilerek kreş açılır ve bu hizmetten tüm çalışanların çocukları ücretsiz yararlandırılır.
b)Sanat kurumlarında çalışan sözleşmeli personelin çalışma saatlerine uygun esneklikte çocuk bakım evleri oluşturulur.
MADDE 5- GİYİM YARDIMI
a)Merkez Laboratuarı ve Anadolu Medeniyetleri Müzesinde bulunan Laboratuarlarda çalışan personele giyim yardımı yapılır.
Yemek yardımı tüm kamu görevlilerine verilir, mutfağı olmayan kurumlarda çalışanlara yemek yardımı nakdi olarak ödenir.
MADDE 7- MESLEK HASTALIKLARI, İŞ KAZASI VE İŞ GÜVENLİĞİ
a)Bakanlık bünyesinde, konfederasyon ve sendikaların yanı sıra konuyla ilgili meslek örgütlerinin ve işveren temsilcilerinin eşit katılımıyla İş Kazası ve Meslek Hastalığı Kurulu oluşturulur.
b)Bu kurul tarafından iş kazaları ve iş güvenliği ile ilgi konuları tespit etmek amacıyla Meslek Hastalıkları, İş Kazası ve İş Güvenliği Tüzüğü oluşturulur. Bu konuda uluslararası standartlara riayet edilir.
c)İşyerlerinde iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alınması amacıyla işveren vekili ve sendika temsilcilerinin eşit katılımıyla “iş güvenliği kurulları” oluşturulur.
d)İş nedeniyle meydana gelen hasar ve zararlar işveren tarafından karşılanır.
e)İş Kazası veya meslek hastalığı nedeniyle ölen kamu çalışanının işsiz eşi veya çocuğu veya kardeşi ilgili kamu kurumu tarafından işe alınır.
f)Zararlı kimyasallara maruz kalan çalışanlar yılda bir kez zorunlu sağlık taramasından geçirilir.
g)Bakanlık bünyesinde olan laboratuarlar, müzeler, kütüphaneler ve sanat kurumlarında sürekli radyoaktif, zehirli ve tehlikeli maddelerle çalışılan birimlerde gerekli tedbirleri alır.
h)Tüm sahnelerde, oyun saatlerinde sağlık görevlisi bulundurulur.
l)İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına gürültü ve yük taşıma yönetmelikleri eklenir.
m)Sanat kurumlarında “ağır iş yapamaz” heyet raporu alan personel uygun bir birime verilir ve ağır iş verilemez.
MADDE 8- Sanat kurumlarında, turne gidiş ve dönüşlerinde aynı gün turne görevlilerine iş yaptırılamaz, yaptırılırsa 1 günlük mesai ücreti ödenir.
MADDE 9-Tüzel kişiliği olan kurumların iç düzenlemeleri Toplu Sözleşme Hükümlerine aykırı olamaz, olduğu takdirde Toplu Sözleşme Hükümleri uygulanır.
MADDE 10-Bakanlığın ya da Sanat Kurumunun doğrudan sorumluluğunda olmayan turne ve festivallerde kamu görevlilerinin çalıştırılması özel görevlendirme sayılır ve bu görevlendirmeler ücrete tabidir.
MADDE11-Yürürlük ve imza;
a)68 esas maddeden oluşan ve/ …. / 201 tarihinde, taraflarca
4 suret olarak imzalanan bu Toplu İş Sözleşmesi / …. / 201….
tarihinde yürürlüğe girer ve/ …. / 201… tarihinde sona erer.
b)Yeni sözleşme görüşmelerine eski sözleşmenin bitim tarihinden 60 gün önce başlanır.
c)Yeni sözleşme imzalanıncaya kadar, eski sözleşme hükümleri geçerlidir.
Güncel programının konuğu Yavuz Demirkaya Misafir Sanatçı, SSP ler,657 Sayılı DMK daki öngörülen değişiklikler ve Erken emeklilikle ilgili TV programi.
Kütüphaneler Haftası 28 Mart Pazartesi Günü ‘’Milli Kütüphanede’’ törenle açılışı yapılarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu törende sadece Kültür Memur-Sen’e protokolde yer verilmesi, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi TURŞUCU’nun, konuşmasında Kültür Memur Sen Genel Başkanına teşekkür etmesi, diğer sendikaların dışlanması, bir devlet memuruna yakışmamakta ve etik davranış ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır. Esas olan bir devlet memurunun, adalet, dürüstlük saydamlık ve tarafsızlık ilkeleriyle görevini yerine getirebilmektir.
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinde ‘’kamu görevlileri, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde; sürekli gelişimi, katılımcılığı, saydamlığı, tarafsızlığı, dürüstlüğü, kamu yararını gözetmeyi, hesap verilebilirliği, öngörülebilirliği, hizmette yerindeliği ve beyana güveni esas alırlar’’ denilmekte ve yine aynı yönetmeliğin 9. Maddesinde kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler, görevlerini yerine getirirken ve hizmetlerden yararlandırmada dil, din felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrım yapamazlar, insan hak ve özgürlüklerine aykırı veya kısıtlayıcı muamelede ve fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar denilmektedir.
Genel Müdür Hamdi TURŞUCU’nun protokolde sadece Kültür Memur-Sen’e yer vermesi ve teşekkür etmesi diğer sendikaları ötekileştirerek ayrımcılık yaptığı anlamına gelmektedir. Kültür Sanat Sen sendikası olarak güvenilirliğini, saygınlığını, tarafsızlığını yitiren Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi TURŞUCU’nun bu yaklaşımını kınıyor, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulunu, gereğini yapmak üzere göreve davet ediyoruz.
AKP Grup toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu kamuda çalışan tüm taşeron işçilerinin kadroya alınacağını açıklamıştır.
Konuşmasında “Yardımcı işlerde çalışanları da kamuya almayı kararlaştırdık. Böylece dışarıda kalan tek bir taşeron işçisi kalmayacak. Bu kişiler aynı yerde çalışmaya devam edecekler” diyen Başbakanın bu sözleri yıllardır kamuda güvenceden, sendika ve toplu sözleşme hakkından, insanca bir ücretten uzak çalışma koşulları dayatılan yüz binlerce taşeron işçisi tarafından sevinçle karşılanmıştır.
Ancak başbakanın bu ‘müjdeli’ açıklamalarının üzerinden daha bir kaç saat geçmeden Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın konunun detayları hakkında yaptığı açıklama yıllardır çalışma koşullarını düzeltilmesini, maaşlarının insanca bir yaşam sürdürmeye yeter noktaya çekilmesini ve en önemlisi güvenceli bir kadro isteyen taşeron çalışanlarının umutlarını karartmıştır.
Öncellikle kamuda taşeron çalışmanın AKP’li yıllarda devasa boyutlara ulaştığını bilmeyen yoktur. Devletin resmi rakamları, hükümet yetkililerinin zaman zaman yaptığı açıklamalar Türkiye’nin hızla ‘Taşeron Cumhuriyetine’ dönüştürüldüğünü göstermektedir.
Konuyla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik’in CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in soru önergesine verdiği cevap 29 Ekim 2014 tarihinde basına da yansımıştır.
Faruk Çelik’in verdiği rakamlara göre kamuda çalıştırılan sigortalı taşeron işçi sayısı 2004 yılında 3.183 ( üç bin yüz seksen üç) iken 2014 yılının dokuzuncu ayı itibari ile 781.000’e (yedi yüz seksen bir bin) çıkmıştır. Yani bu dönemde kamudaki taşeron işçi sayısı 245 (iki yüz kırk beş) kat artmıştır.
Bu resmi rakamlara göre Türkiye’yi bir Taşeron Cumhuriyetine çevirdikleri açık olanların, sanki bunun sorumlusu başka bir siyasal iktidarmış gibi “kamuda tek bir taşeron işçisi kalmayacak” nutukları atmaları gerçekleri çarpıtmada ne kadar ‘ustalaştıklarını’ göstermektedir.
Dün, başbakanın taşerona kadro müjdesinden birkaç saat sonra Maliye Bakanı tarafından konunun detaylarına ilişkin yapılan açıklamalar AKP iktidarının yeni bir ali cengiz oyunu ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Maliye Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre; kamu idareleriyle belediyeler ve il özel idarelerinde yaklaşık 720 bin asıl ve yardımcı iş yapan taşeron personel kamuda “özel sözleşmeli personel” pozisyonunda istihdam edilecektir. Bu kapsamda çalışacaklarla ilgili istihdam edilecek olanların pozisyonun kapsamı, çalışma koşulları, mali-sosyal hakları ve yükümlülükleri bir iki hafta içinde TBMM’ye sunulacak yasa tasarısı ile düzenlenecektir.
Kısacası kamu taşeron çalışanları kamuda 4C benzeri yeni bir istihdama göre çalıştırılacaktır. Üstelik kamu taşeron işçilerinin bu pozisyonda istihdam edilmesi için;
1 Kasım 2015’ten önce işe girmesi ve halen çalışmaya devam etmesi
Emekli aylığı almaya hak kazanmamış olması
65 Yaşını doldurmamış olması
Tam zamanlı işlerde istihdam edilmiş olması
12 ay boyunca görev yapıyor olması
Devlet memurluğuna atanmak için aranan şartları taşıması
Ayrıca yapılacak olan “devlet memuru olmanın gerektirdiği güvenlik araştırmaları “ nda sorun yaşamaması
Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde çalışması,
Anahtar teslim götürü hizmetlerde çalışmaması,
Taşeron sözleşmesinde kaç personelin çalışması gerektiğinin belirtilmesi
Ayrıntıları yasa tasarısı ile düzenlenecek olan, “kamuya geçişte kişinin mesleği ve kamu hizmetini yapabilmesi için gerekli bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını belirlemeye yönelik” sınavı kazanması gibi bir takım şartlar getirilmektedir.
Bu şartlara genel olarak bakıldığında bile başbakanın “dışarıda kalan tek bir taşeron işçisi kalmayacak” sözlerinin ne kadar abartılı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Öncellikle Türkiye’de taşeron firmaların, çalışanları ile 12 aylık değil, 10-11 aylık sözleşme yaptığı, sigorta primi ödememek için çalışmakta olan işçiyi işten çıkmış veya yıllardır çalışan işçiyi işe yeni girmiş gibi gösterdiği, firma bünyesinde farklı işlere kaydırarak hizmet sürelerini az gösterdiğini bilmeyen yoktur.
Kayırmacılığın, torpilin hiçbir dönemde olmadığı kadar yaygınlaştığı bugünlerdekamu taşeron işçilerine getirilen sınavın ne kadar adil bir biçimde yapılacağı da ayrı bir tartışma konusudur. Ayrıntıları yasa tasarısı ile düzenlenecek sınavın mülakata bağlanması, bu mülakatla siyasi iktidara yakın olanların “özel sözleşmeli personel” pozisyonunda istihdam edilmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
En can alıcı noktalardan birisi de tüm şartları yerine getiren, sınavı kazanarak “özel sözleşmeli personel” pozisyonuna atanan kamu taşeron işçilerinin geçmişe dönük hak talebinde bulunamayacağı düzenlemesidir. Buna göre yüz binlerce kamu taşeron işçisine “özel sözleşmeli personel” statüsünde çalışabilmek için geçmiş birikimlerinden, özellikle kıdem tazminatlarından vazgeçmeleri dayatılmaktadır.
Mevcut uygulamaya göre bir kamu taşeron işçisi yapmakta olduğu işin asıl iş olduğuna ilişkin dava açar ve bunu dava sonucunda ispatlarsa ilk işe başladığı tarihten itibaren asıl işçi gibi değerlendirilerek, başta kıdem hakkı olmak üzere geçmişe dönük bütün haklarını asıl işverenden alabilmektedir. Ancak bu düzenlemeye göre eğer söz konusu kamu taşeron işçisi eğer yukarıda sıralanan şartları yerine getirerek “özel sözleşmeli personel” pozisyonuna ‘atanma hakkına!’ kavuşursa mahkeme kararı ile verilen kıdem ve kadroya alınma başta olmak üzere geçmişe dönük kazanılmış haklarından vazgeçmek zorunda bırakılacaktır.
Yani açılan davalar sonucunda kamu idaresinin karşı karşıya kaldığı mali yükten kurtulmanın hesabını yapan hükümet, işsizlik ve geçim derdi kıskacına sıkıştırdığı kamu taşeron işçisinin yaşadığı krizi fırsata çevirmekten geri durmayarak “eğer geçmiş çalışmandan doğan haklarından vazgeçersen seni özel sözleşmeli personel pozisyonuna atarım” demektedir.
Getirilen bu ağır şartlar sonucunda yedi yüz bini aşan kamu taşeron işçilerinin sınırlı bir kesiminin “özel sözleşmeli personel” pozisyonunda istihdam edileceğini görmek için kahin olmaya gerek yoktur.
Üstellik Maliye Bakanının açıklamalarına göre; tüm bu şartları taşıyan, sınavı geçen kamu taşeron işçilerinin ne çalışma koşullarında ne de ücretlerinde bir değişiklik yapılmayacaktır. Yani çağdaş kölelik olarak nitelendirilen 4C benzeri hatta bazı yönleri ile 4C istihdamından da daha geri olan “özel sözleşmeli personel” pozisyonunda istihdam edilen kamu taşeron işçisine şu anda aldıkları aylık üzerinden maaş verilecektir. Kamu taşeron işçileri hangi kurumun, hangi biriminde, hangi işi yapıyorlarsa aynı işi yapmaya devam edecektir.
Ayrıca tüm şartları taşıyıp, sınavı geçen “özel sözleşmeli personel” pozisyonunda istihdam edilen kamu taşeron işçisi ile 3’er yıllık sözleşme yapılacak. Her 3 yılda bir sözleşmelerinin yenilenmesinin hangi şartlara bağlanacağını da belirsiz olan kamu taşeron işçileri gerçek bir iş güvencesinden uzak, asgari ücret düzeyinde ücretlerle çalışmaya devam edecek.
Tüm bunlara rağmen kamu taşeron işçilerinin asıl iş, yardımcı iş ayrımı yapılmadan tamamının kadroya alınacağının koskoca bir yalandan ibaret olduğu tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız detaylar kamu taşeron işçisine bırakın kadro vermeyi bundan sonra kamuya alınacak herkesin “özel sözleşmeli personel” olarak istihdamını hedeflemektedir. Lisans mezunu olup KPSS’den atanamayanların “özel sözleşmeli personel” olarak istihdamının önü sonuna kadar açılacaktır.
Böylece sık sık kamuda birbirinden farklı onlarca istihdam tipi olmasından yakınan, hatta “kamuda harf karmaşasına son vereceğiz” diyen AKP iktidarı mevcut istihdam biçimlerine esnek güvenceli, düşük ücretli, “özel sözleşmeli personel” adlı altında melez yeni bir istihdam eklemeyi tercih etmiştir.
Bunun adı müjde değil, tüm kamunun “özel sözleşmeli personel “ adı altında siyasi iktidarın taşeron çalışanı haline getirilmesidir. Bugün taşeron işçisine “müjde” diye sunulan kelimenin tam anlamıyla tüm çalışanlara “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” politikasının bir parçasıdır.
Eğer bir siyasal iktidar vatandaşlarına insanca çalışma ve yaşam koşulları sağlama, çalışanlar arasında adalet sağlama konularında samimi ise ilk yapacağı iş taşeron, 4/C, sözleşmeli, vekil gibi güvencesiz tüm istihdam biçimlerine son vermektir. Ancak 14 yıllık iktidar patriği AKP’nin böyle bir derdi olmadığını tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır. Çünkü her zaman ifade ettiğimiz gibi AKP iktidarı emekten değil, sermayeden yanadır. Politikalarında emeğin değil, sermayenin-işverenlerin çıkarlarını temel almaktadır.
İşçilerin, emekçilerin 10-12 saat güvencesiz koşullarda çalışması, iki kişilik işin bir kişiye yaptırılması, çalışanların eline geçen paranın sefalet koşullarında bir yaşam sürmeye dahi yetmeyecek kadar erimesi, maliyet olarak görüldüğü için alınmayan önlemler sonucunda her yıl ortalama 1.500 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi AKP iktidarının çok da umrunda değildir. Çünkü AKP iktidarı için; sermaye lehine ‘daha ekonomik” ise işçinin, emekçinin kölece çalıştırılmasında bir sakınca yoktur.
Mecliste görüşülmekte olan özel istihdam büroları yasa tasarısı ile kiralık işçiliği dayatması, işçilerin kıdem tazminatını, kamu emekçilerinin iş güvencesini hedef alan politikalarda ısrar etmesi, “asgari ücreti 1.300 TL ye çıkardık” deyip maliyetini işverenlere değil, halka yıkması sermaye dostu-emek karşıtı politikasının gereğidir.
Tüm bu nedenlerle İktidarda olduğu 14 yılda kamuda çalışan kadrolu işçi sayısını bitme noktasına getiren, 23 bin 4C’liyi kadroya almamak için yıllardır ayak direyen, sözleşmelilerin kadroya alınmasını seçim yatırımına dönüştüren AKP iktidarının yedi yüz bin kamu taşeron işçisini kadroya almasını beklemek inandırıcı değildir. Nitekim başbakanın “kamuda tek bir taşeron işçi kalmayacak” nutkunun üzerinden daha birkaç saat bile geçmeden ortaya çıkan, tablo bunu ispatlamaktadır.
Öte yandan AKP’nin “Taşerona kadro müjdesi” işçilerin, emekçilerin insanca yaşam ve çalışma koşularına kavuşması konusunda AKP iktidarından medet ummanın ne kadar yanıltıcı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.
İşçileri, kamu emekçilerini, yoksullaştırılan halkı hedef alan bu emek karşıtı politikalar ancak söz konusu kesimlerin ortak mücadelesi ile durdurulabilir.
KESK olarak tüm çalışanlar için güvenceli iş – güvenli gelecek mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye; emeğin, ezilenlerin ortak mücadelesini örme konusunda üzerimize düşen görev ve sorumluluğun gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz.
Başbakan tarafından AKP Meclis Grubunda kamuda çalışan taşeron işçileriyle ilgili bir açıklama yapılmıştır.
1- Bu açıklamayla kamu kurumlarında taşeron şirketlerde çalıştırılan işçilerin 1 Kasım 2015 tarihinden önce işe başlamış olmaları kaydıyla asıl iş- yardımcı iş ayrımı olmadan kamuda istihdam edileceği ifade edilmiştir.
2- İstihdam biçiminin nasıl olacağı açıklamada belirtilmemiştir.
3- Belediye ve il özel idarelerinde çalışan taşeron işçilerin ise bu idarelerin kuracakları şirketlerde çalıştırılacağı ifade edilmiştir. Açıklamaya göre belediye işçilerine kadro verilmeyeceği anlaşılmaktadır.
4- Konuyla ilgili henüz ortada bir yasa tasarısı metni bulunmamaktadır.
5- Sendikamız bu konuda Hükümet tarafından Meclise bir yasa tasarısı sevk edildiğinde gerekli bilgilendirmeyi yapacak ve görüşlerini de ayrıca açıklayacaktır.
13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşen, aralarında üyelerimizin yakınlarının da olduğu en az 37 insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarcasının yaralanmasına neden olan saldırıyı lanetliyor, kınıyoruz. Sivil halka yönelik saldırıların insanlığa karşı suç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
5 Haziran 2015 Diyarbakır,
20 Temmuz 2015 Suruç,
10 Ekim 2015 Ankara,
12 Ocak 2016 Sultanahmet/İstanbul,
17 Şubat 2016 Ankara,
13 Mart 2016 Ankara…
Her katliamdan sonra Hükümetten aynı açıklamalar, dosyalara gizlilik kararları, güvenlik zirvesi toplantıları, basın yayın ve sosyal medyaya erişim yasakları, sıfır istifa ve ülkeyi uçuruma götüren politikalarda ısrar!
Ankara 5 ay içinde 3. Kez sarsıldı, kahroldu… Ankara’da evine giden, parkta dolaşan insanlarımızı paramparça eden insanlık dışı saldırı gerçekleşirken, aynı saatlerde Yüksekova ve Nusaybin’in mahalleleri tankla, havan toplarıyla dövülüyor, Sur’da evler içindeki ceset parçalarıyla birlikte dozerlerle yerle bir ediliyordu. Dört bir yanımız kan, barut kokuyor. Ne bugünümüzün ne de yarınımızın en ufak bir güvencesi kalmadı.
Son bir yıl içinde yüzlerce insanımızın yaşamını yitirmesine yol açan saldırı ve katliamlara rağmen Cumhurbaşkanının hala “endişe etmeyin” demesinin kendisi en büyük endişe kaynağıdır. Endişe etmemiz için daha ne kadar ölmemiz gerekiyor?!
Sözün bittiği noktadayız!
İçte ve dışta savaş konseptinde ısrar eden, toplumsal kaygı ve güvensizlik ortamını kendi hedefleri için desteğe dönüştürmeye çalışan AKP Hükümeti bu şekilde yeni katliamlara davetiye çıkarmaktadır.
Savaş konseptinde ısrar, ölmeye devam edeceğiz demektir. Ortadoğu’daki etnik ve dini çatışmaların ülkemize taşınması demektir.
Başkanlık rejimi dışında herhangi bir derdi ve çalışması olmayan Hükümet derhal istifa etmeli, toplumun tüm kesimlerine güven verecek, toplumsal barışı sağlayacak ve ülkemizi uçurumun kenarından çekip alacak adımlar hızla atılmalıdır.
İhtiyacımız olan toplumsal öfke ve tepkiyi dindirme amaçlı güvenlik zirveleri değil tüm kesimlerin dahil olduğu çözüm ve barış zirvesidir.
Bir kez daha yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyor, insanlık suçu saldırıyı lanetliyoruz…
8 Mart 1857 tarihinde Newyork’lu kadın dokuma işçilerinin sömürüye, eşitsizliği ve haksızlığa karşı başlatıkları başkaldırının ateşi bugün tüm dünyada emekçi kadınların mücadelesine ışık tutmaya devam ediyor.
KÜLTÜR SANAT SEN olarak tüm kadınların ‘8 Mart Kadınların Uluslar arası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.
“Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günü” 8 Mart’ı kadınların direniş gücüyle karşılıyoruz.
Kadın emeğini, kimliğini ve bedenini hedef alan saldırılar erkek-devlet-sermaye ortaklığında devam ettiriliyor. Savaşın yok etmeye çalıştığı hakikatlerde her gün katledilen, intihara sürüklenen, tacize ve tecavüze uğrayan kadınların sayısında yaşanan artış, yokmuş gibi gösterilerek” kadına şiddet yoktur, algıda seçicilik vardır” söylemleri bizzat Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı tarafından dile getiriliyor.
Kadın katillerine “saygın tutum” indirimleri uygulanarak, yeni katliam ve tecavüzlerin önü açılıyor. LGBTİ’lere yönelik nefret söylemi yaygınlaştırılıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Şeyhülislamlık kurumu gibi çalıştırılarak toplumsal yaşamın her alanının, özellikle günlük yaşamın dini esaslara göre yeniden şekillendirilmesi için bir “fetva makamı” olarak gün be gün etkisini artırıyor.
Fiili rejim değişikliğiyle tek adam yönetimine uygun yeni bir toplumsal inşa sağlanmak isteniyor. Biat eden yeni toplum modeline uygun olarak çalışma yaşamını düzenleyen yeni yasalar kadınlar yok sayılarak hayata geçiriliyor. Yarı zamanlı ve esnek çalışma biçimleri kadınların doğum ve annelik izinleri gerekçe gösterilerek temel istihdam biçimine dönüştürülmek isteniyor. Kiralık işçi dönemini başlatan yeni torba yasalarla kadınlar başta olmak üzere tüm emekçiler düşük ücretli, güvencesiz ve sendikasız çalışmaya mecbur kılınmaya çalışılıyor.
Kısaca özetlediğimiz bu tablo içerisinde, biz KÜLTÜR SANAT SEN’li kadınlar, yıllardır verdiğimiz eşitlik ve özgürlük mücadelesinde, toplumun her kesiminden ezilen, dışlanan ama isyan eden, barış, emek ve özgürlük mücadelesi ile kadın mücadelesinin ayrılmaz bütünlüğüne inanan bütün kadınlarla direnişi büyüterek yaşamlarımız üzerinde kurulan erkek egemen ablukayı kırabileceğimize inanıyoruz.
Bu nedenle, savaşa, güvencesizliğe, kadın katliamlarına karşı ”İŞ GÜVENCEMİZ İÇİN MÜCADELEMİZDE ISRAR EDİYORUZ” şiarıyla kadınların direniş tarihinin sembolü olan 8 Mart’ı anlamına uygun bir kararlılıkla karşılıyoruz.
Biz kadınları çalışma yaşamı ve kamusal alanlardan kopararak eve kapatmayı hedefleyen iktidarın baskı ve korkutma politikalarına karşı, iş yerlerimizde, sokaklarda, alanlarda sesimizi ve isyanımızı büyüterek mücadelemizi devam ettirmeye kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
– Tehdit amaçlı genelgelere ve bizi güvensizleştirmeye çalıştıkları yasal düzenlemelere karşı, İş yerlerimizde ”İş Güvencemizden Vazgeçmiyoruz!” diyerek kadın emekçilerle dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.
– KÜLTÜR SANAT SEN’li Kadınlar olarak, yıllardır dile getirdiğimiz ”8 Mart’ın Resmi Tatil Olsun ” talebimizi bu yıl da güçlü bir şekilde sahipleneceğiz. Yaşam ve iş güvencemize sahip çıkmak için üretimden gelen gücümüzü kullanacağız ve
”KADINLARIN ULUSLARARASI BİRLİK, DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜ” olan 8 Mart, yıllardır verdiğimiz eşitlik ve özgürlük mücadelemizin en önemli kazanım günüdür. Bu nedenle 8 Mart eylem etkinlikleri çerçevesinde taleplerimizi yeni kazanımlara dönüştürmek için mücadeleyi ve dayanışmayı büyütüyoruz.
Taleplerimiz:
– Kadınların istihdam da var olmasını esnek ve güvencesiz çalışma koşuluna bağlayan, aslolarak kadını istihdam dışında tutmaya yönelik olarak çıkarılan yasal düzenlemelerden vazgeçilmeli, kadınlara güvenceli istihdam olanakları yaratacak yasal düzenlemeler kadınların görüşleri alınarak yapılmalıdır.
– Kadın istihdamının önündeki en büyük engel olan bakım sorumluluğunun erkek-devlet ve işveren tarafından paylaşılmasını sağlayan yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
– Kapatılan kamu kreşleri tekrar açılmalı, gerektiğinde 24 saat açık olacak, nitelikli, ücretsiz ve anadilinde hizmet verecek kreşlerden, istihdam şekline ve mesleğine bakılmadan tüm çalışanların faydalanması sağlanmalıdır.
– Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti engelleyecek gerekli yasal düzenlemeler derhal yapılmalı, İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere bu konuda imza atılan tüm uluslararası sözleşmelerin gereği yerine getirilmelidir.
– Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı kaldırılarak yerine Kadın Bakanlığı kurulmalıdır.
– 8 Mart resmi tatil ilan edilmelidir.
Değerli arkadaşlar,
Sınıflı, sömürücü, cinsiyetçi ve hiyerarşik bir düzenin temsilcileri geldiğimiz tarihsel kesitte kadınları yeniden zapturapt altına almak için dağarcıklarında biriktirdikleri bütün şiddet, hile ve ideolojik aygıtları devreye sokuyorlar. Fakat şunu iyi bilsinler ki;
Kadınlar olarak bize dayatılan erkek egemen yaşamı reddediyoruz. Bir dönemin kadim hafızasını yeni bir tarihsel çağa aktarmak için, eşitlik özgürlük için mücadeleyi büyütmek için,