
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü, yıl dönümünde; sendikamız Kültür Sanat-Sen Ankara Bölge Şubesi ile Birleşik Taşımacılık Sendikasının (BTS) 24 Kasım 2017’de gerçekleştirmiş olduğu etkinlikteki konserden…

Resmi Web Sitesi

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü, yıl dönümünde; sendikamız Kültür Sanat-Sen Ankara Bölge Şubesi ile Birleşik Taşımacılık Sendikasının (BTS) 24 Kasım 2017’de gerçekleştirmiş olduğu etkinlikteki konserden…

Liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak, Bakanlığımız personelinin görevde yükselme ve unvan değişikliğine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği 03/06/2014 tarihli ve 29019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Buna göre, anılan Yönetmeliğin 12 ve 13 üncü maddeleri gereğince, Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak değişik sınıf ve unvanlarda memur statüsünde görev yapmakta olan personelin görevde yükselmelerini sağlamak amacıyla ekli listelerde (EK:1) birimi, unvanı, sınıfı, derecesi ve sayısı belirtilen memur ve şef kadroları için Ankara’da görevde yükselme sınavı yapılması Bakanlık Makamının 15/11/2016 tarih ve 203174 sayılı onayı ile uygun görülmüştür.
Söz konusu sınava katılmak isteyenlerde unvanlar itibariyle ekte (EK:2) belirtilen şartlar aranacaktır. Başvuracak personelimizden yazılı sınavda başarılı olanlar sözlü sınava alınacaklardır. Yazılı ve sözlü sınavın yapılacağı yerler ile tarihleri ilgililere Bakanlığımız resmi internet sitesi olan www.kulturturizm.gov.tr adresinde ayrıca duyurulacaktır.
Bakanlığımızca yapılan sınavların başvuruları elektronik ortamda internet aracılığıyla alınacaktır. Sınava katılmak isteyen personelimiz http://intranet sitemizin ana sayfasında bulunan “Sınav Başvuru Sistemi” başlıklı linke tıklayarak başvurularını gerçekleştirecektir. Personelimizin sorunla karşılaşmamaları açısından, gerekli işlemleri yapmadan önce, aynı sayfada yayınlanan Sınav Başvuru Kılavuzunu incelemeleri gerekmektedir.
Sınav başvuruları Sınav Başvuru Sisteminin 05/12/2016 tarihinde açılmasıyla başlayacak ve 19/12/2016 Pazartesi günü saat 17:00’da kapanacaktır. Bu tarih ve saatten sonra sistem açılmayacak ve elektronik ortamda yapılmayan başvurular dikkate alınmayacaktır.
Durumları, ekte (EK:2) öngörülen şartlara uygun olan personelin, 19/12/2016 Pazartesi günü saat 17:00’a kadar, Bakanlığımızın kurum içi intranet sitesindeki ilgili link ile giriş yaparak aynı sayfada yer alan kılavuzda belirtilen şekilde başvurusunu yapıp “Görevde Yükselme Sınavı Başvuru Formu” çıktısını alarak ekleri ile birlikte görevli oldukları birime müracaat etmeleri gerekmektedir. Elektronik ortamda yapılmadan gönderilen başvurular kabul edilmeyecektir. Birimlerce, başvuru formlarının ve eki belgelerin, adı geçen Yönetmelikte ve bu yazıda belirtilen hususlara uygunluğu yönünden ön incelemesi yapılarak, eksiklikler varsa tamamlatılarak, onaylanması gereken kısımlar onaylanacaktır. Anılan Yönetmelik ve bu yazıda belirtilen hususlara uygun hale gelen başvuru formları, birim amirlerince bir yazı ekinde, son başvuru tarihini izleyen bir hafta içinde Personel Dairesi Başkanlığında olacak şekilde gönderilecektir.
Öte yandan, Bakanlığımız taşra kuruluşlarında görevli olan ve özlük dosyaları Valiliklerde tutulan personel için, ayrıca “Hizmet Cetveli” düzenlenecek olup, hizmet cetvelinde erkek adaylar için askerlik durumu (muaf, tecilli vb.) belirtilecek, askerlik görevini yapanların askerlik görevine başlayış ve terhis tarihleri de yazılacaktır. Ayrıca, ilgili personelin mağdur olmaması için hizmet cetvellerinde yer alan bölümlerin tam ve usulüne uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Bakanlığımızın merkeze bağlı taşra kuruluşlarında görevli olup, durumları, sınava başvurulacak unvan için ekte (EK:2) öngörülen şartlara uygun olan personelce süresi içinde yapılan başvurular da yine yukarıda belirtilen usule uygun olarak, eki belgeleri ile birlikte son başvuru tarihini izleyen bir hafta içinde Personel Dairesi Başkanlığına intikal ettirilecektir.
Ancak, Bakanlığımız taşra birimlerinde görevli personelin başvuruları; o yerin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca, ilgili valilik aracılığıyla, belirtilen süre içinde gönderilecektir.
Birimler tarafından gönderilen başvuru formları ve eki belgeler Personel Dairesi Başkanlığınca da incelenecek olup, inceleme sonucu, gerekli şartları taşımadıkları tespit edilenlere başvurularının kabul edilmediği ilgililere Sınav Başvuru Sistemi aracılığıyla bildirilecektir.
Başvuruları kabul edilen, görevde yükselme için gerekli şartları taşıdıkları tespit edilen tüm personel, Bakanlık tarafından anılan Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, yeri ve tarihi daha sonra Bakanlığımız resmi internet sitesi olan www.kulturturizm.gov.tr adresinde bildirilecek, görevde yükselme yazılı sınavına alınacaktır.
Görevde yükselme (Şef) yazılı sınav konuları;
1) T.C. Anayasası; (a) Genel Esaslar, (b) Temel Haklar ve Ödevler,
2) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
3) Türkçe Dil Bilgisi,
4) Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik,
5) 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,
6) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
7) Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik,
8) 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu,
9) Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği,
10) Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik,
11) 6245 sayılı Harcırah Kanunu,
12) 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu,
13) 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun,
Görevde yükselme (Memur) yazılı sınav konuları;
1) T.C. Anayasası; (a) Genel Esaslar, (b) Temel Haklar ve Ödevler,
2) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
3) Türkçe Dil Bilgisi,
4) Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik,
5) 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,
6) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
7) Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik,
8) Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği,
Yazılı sınav yüz tam puan üzerinden değerlendirilecektir. Yazılı sınavda başarılı sayılabilmek için en az altmış puan alınması gerekmektedir. Yazılı sınavda başarılı olup en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere ilan edilen kadro sayısının beş katına kadar aday sözlü sınava alınacaktır. Son adayla aynı puana sahip olan personelin tamamı sözlü sınava alınacaktır.
Görevde yükselme sözlü sınavı ise;
konuları esas alınarak yüz tam puan üzerinden değerlendirilecektir. Sözlü sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılacaklardır.
Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle tespit edilecek ve Bakanlık resmi internet sitesinde ilan edilecektir.
Buna göre; atanmaya hak kazanan personel, başarı sıralaması listesinin kesinleşmesini müteakip başarı sırasına göre ilan edilen boş kadrolara, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak, kurumca uygun görülen yerlere, üç ay içerisinde atanacaklardır. Başarı puanlarının eşitliği halinde sırasına göre hizmet süresi fazla olan, daha üst öğrenimi bitirmiş olan, üst öğrenim mezuniyet notu yüksek olana öncelik verilmek suretiyle, en yüksek puandan başlamak üzere başarı sıralaması belirlenecektir.
Sınavı kazananların kazanılmış hak aylık dereceleri ve diğer hususlar dikkate alınarak, ekli listelerde (EK:1) belirtilen dereceler ve birimler arasında değişiklik yapma yetkisi Bakanlığın takdirindedir.
Adayların intranet aracılığıyla elektronik ortamda doldurduğu başvuru formunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu anlaşılanların veya gerekli şartları taşımadığı daha sonra tespit edilenlerin sınavları geçersiz sayılacak, atamaları yapılmış olanların atamaları ise iptal edilecektir.
Birimleri vasıtasıyla yapılmayan başvurular, eksik doldurulan başvuru formları ile son müracaat tarihinden sonra yapılan başvurular ve bu duyurudan önce muhtelif tarihlerde yapılan talepler, dikkate alınmayacaktır. Ayrıca, yanlış bilgi ve sahte belge vererek ya da belgelerde tahrifat, silinti ve kazıntı yapmak suretiyle Bakanlığı yanıltanların başvuruları da kabul edilmeyecek ve haklarında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulacak olup, disiplin yönünden de gerekli işlem yapılacaktır.
Sınavda; kopya çekenler, kopya verenler ve bunlara teşebbüs edenler, sınav kâğıtlarına belirtici işaretler koyanlar sınav salonundan çıkarılacak ve düzenlenecek bir tutanakla sınav kâğıtları geçersiz sayılacak olup, ayrıca, bu kişiler hakkında disiplin işlemi uygulanacaktır.
Sınava girecek aday yerine, başka bir kişinin sınava girdiğinin veya sınava giren kişinin sınav sorularını çaldığının anlaşılması halinde, ilgililerin sınavı geçersiz sayılacak ve bu husus tutanakla belirlenecek olup, ayrıca, her iki kişi hakkında da kanuni işlem yapılacaktır.
Yazılı sınav sorularının sınav öncesi çalındığının tespiti veya deprem, sel ve benzeri doğal afetler nedeniyle sınavlar ertelenecektir.
Sınav yapıldıktan sonra yazılı sınav sorularının çalındığının belirlenmesi halinde sınav geçersiz sayılacaktır.
Yukarıda belirtilen fiilleri işlemeleri nedeniyle haklarında işlem yapılanlar birbirini izleyen üç sınava katılamayacaktır.
Sınav Başvuru Şartları ve Kadro Durumu ektedir.
Kültür, Sanat ve Turizm Emekçileri olarak Taleplerimizi Kararlılıkla Savunacağız!
OHAL’le birlikte hukuk devleti ilkelerinin yerle bir edildiği, yargılama süreçleri yaşanmadan çalışanların hukuksuzca açığa alındığı yada ihraç edildiği, sendikal faaliyetlerin engellendiği en demokratik eylemlerin bile şiddetle bastırılmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz.
Kamuda liyakatsiz atama ve görevde yükselmelerin sınır tanımaz hale gelirken, kamu emekçilerinin maddi ve özlük haklarının yeterince dillendirilmediği bizim için en önemli konu olan iş güvencesinin gündeme dahi alınmadığı bir toplu iş sözleşmesi sürecinden geçiyoruz.
Hükümetin “kendine ve darbecilere” karşı ilan ettiği ve günlük yaşamda farkın hiçbir şekilde hissedilmeyeceğini söylediği OHAL yaşamlarımızı her anlamda olumsuz etkilemiştir.Asıl darbecilerle mücadele etmek yerine darbeyi sanki kamu emekçileri yapmış gibi bir algı yaratılarak işten atmaların meşrulaştırılması zaten sınırlı olan iş güvencesinin fiilen kaldırıldığı anlamına gelmektedir.
Daha önce yapılan iki toplu sözleşmeden ulaştığımız pratikle gördük ki toplu sözleşmeler kamu emekçileri lehine sonuçlanmıyor. İnsanca yasayabileceğimiz bir ücret ve geleceğe güvenle bakabilmemizin tek koşulu olan iş güvencesinin korunmasını için hükümet güdümünde değil gerçek sendikalarla gerçek bir toplu sözleşme yapılması gerekmektedir. Bu koşulların sağlanabilmesi ise kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki yasal ve fiili engellerin kaldırılmasından geçmektedir.
Kültür Sanat Sen olarak 2018-2019 yıllarını kapsayacak olan toplusözleşme sürecinde temel taleplerimiz;
OHAL’in kaldırılmalı ve KHK’lar ile hukuk dışı bir şekilde ihraç edilen ve açığa alınan emekçiler işlerine iade edilmelidirler.
İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü düzenleme iptal edilmelidir. Başta sanat kurumlarındaki misafir sanatçılar olmak üzere güvencesiz çalışma biçimlerine ve esnek çalışma uygulamalarına son verilmeli ve 4b’den 4a kadrosuna geçirilen sanatçılar idari sözleşme ile istihdam edilmelidir.
Geçmiş toplusözleşmede %11’lik resmi enflasyon farkının hesaplamaya katılmaması ile TL’de yaşanan %18lik değer kaybının satın alma gücümüzde yaratığı düşüş net bir şekilde hesaplanarak taban aylığa yansıyacak şekilde verilmelidir.
Yılın ikinci yarısından itibaren ciddi gelir kaybına sebep olan artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmeli ve gelir vergisi oranları düşürülmelidir.
Yapılan ek ödemelerin hepsi temel ücrete ve emeklilik hesaplamasına dâhil edilmelidir.
Angarya ya son verilmeli ve fazla mesai ücretlendirilmelidir
Sanatçı ve teknik personelin;
Ek gösterge oranları artırılmalı, ikramiye ve teşvikleri ödemeleri gelir vergisinden muaf tutulmalı ve fiili hizmet zammı verilmelidir. Halen uygulanmakta olan performans kriterleri kaldırılmalı veemeklilik yaş haddi düşürülmelidir.
Merkez ve taşra teşkilatında görevli;
Arkeolog, müze araştırmacısı, kütüphaneci, folklor araştırmacısı heykeltıraş restoratör konservatör ve heykeltıraş 3600 ek gösterge verilmeli; 4/b statüsündeki restoratörlere arazi tazminatı verilmeli; Mühendis mimar ve şehir plancılarının özel hizmet tazminatı artırılmalıdır
Bilgisayar işletmeni ve VHKi’ye özel hizmet tazminatı artırımlı olarak ödenmeli; Hizmetli bekçi ve itfaiyeci kadrosundaki personel GİH sınıfına sınavsız olarak alınmalı; Taşınır kayıt kontrol yetkililerine mali sorumluluk zammı verilmelidir
Güvenceli İş Ve Güvenli Bir Gelecek İçin Birleşmeye
KESK Ve Kültür Sanat-Senle Mücadeleye!

Mimarlardan Ulus tepkisi: “Tarihe dönmeyi değil, tarihi silmeyi amaçlıyor”
Tarih: 30 Haziran 2017
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ulus Meydanı’ndaki yıkım projesinin “1920’lere dönülüyor” diyerek parlatılmasına tepki gösterdi, “Geri geri gitmez hayat, amaç tarihi silmek” dedi
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Ulus Meydanı’na yönelik yıkım projesini “1920’lere dönülüyor” diyerek sunmasına mimarlardan tepki geldi.
Ulus’un ulus devletin kuruluş mekanı olduğunu, bölgenin kentin yapısı ile birlikte bir kültürler katmanı olarak bugüne kadar uzandığını söyleyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, bugün yapılan projenin ise yıkım, kültürlerin tekleştirilmesi, cumhuriyetin kuruluş izlerinin silinmesi anlamına geldiğini belirtti.
Candan sözlerini şöyle sürdürdü:
Ulus için her ne planlıyorsanız planlayın hukukun karşısında adil olmadığınız, süren davalarımız, iptal edilen planlarımızla ortadadır. Hem anıt, hem de cumhuriyetin kuruluş izlerinin mekanları, çakma hikayelerle ortadan kaldırılamaz. Aklınızdan bu çakma hikayeyi çıkartın. Ulus çok katmanlılığı ile bir değerdir, tekleştirilemez.
“Ulus, hikayesinden koparılamaz, koparılırsa hikaye kalmaz”
Gökçek belediyeciliğinin Ulus bölgesindeki muhafazakar mahalle projesinin, Hacıbayram Cami çalışmasının ve Augustus Tapınağı projesinin kültürel-dinsel hoşgörü ve çeşitliliği yok etmeyi amaçladığının altını çizen Candan, Ulus’un önemine dair şöyle konuştu:
Hikayemizi hatırlatacak simgeler ve hafızamızı diri tutacak şeyler yoksa, hikayeniz biter. Bizim toplumsal hikayemiz cumhuriyetle başladı, bu hikaye tebaadan yurttaşlığa, işgal edilmiş bir ülkeden bağımsız bir ulusa geçiş hikayesidir. Ulus bunun kuruluş mekandır, gelişme kaynağıdır. Bütün bunları yok sayarak tarihi kendilerine göre bağlamından koparak şekillendirmek akıl dışıdır.
“İller Bankası’nda yıkıma imza atanlar hesap verecekler”
Yine Ulus bölgesinde İller Bankası binasının yıkım kararına izin veren Koruma Kurulu üyelerinin suç işlediğini, bir katliama imza attığını ve yargı önünde hesap vereceklerini dile getiren Candan, “Ulus çok kültürlülüğü ile Türkiye demektir. Ankara’nın nüfusunu 1920’lerin nüfusu olan 20 bine düşürmeyeceğinize göre, mekanları da tekleştirip, içeriksizleştiremeyecekseniz” dedi.
Sendika.Org/ Ankara

İller Bankası binasının yıkımına tepki
GÜNCEL 22 Haziran 2017
Ankara’daki meslek odaları ve sivil toplum örgütleri İller Bankası binasının yıkımına tepkili.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi geçtiğimiz hafta cuma gecesi yıkımına başlanan İller Bankası’nın yıkımına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıya birçok sivil toplum örgütü, dernek ve meslek örgütü de katıldı.
Toplantıda konuşan Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan birinci derece tescilli kültür varlığı olan İller Bankası’nın uzun süredir korunmasına ilişkin görüşme içerisinde olduklarını belirtti. 16 Haziran gecesi yıkımın binanın arkasından başladığını belirten Candan, “Diğer binalarda da aynı şeyi gördük. Bürokrasinin işlemediği zamanlarda ya hafta sonu ya da bayram tatillerinde yıkım gerçekleştiriyorlar, hukuku işlemez hale getiriyorlar” dedi.
ERDOĞAN’IN ÖZEL İSTEĞİ
İller Bankası binasının 1935 yılında düzenlenen yarışmayı kazanan Seyfi Arkan’ın eseri ve erken Cumhuriyet dönemi yapısı olduğunu vurgulayan Candan, yabancı mimarların şekillendirdiği Ankara’da yerli bir mimarın eseri olarak modern mimari yapıya örnek olan bir bina olduğunu söyledi. Hem Koruma Kurulu hem Bakanlık hem de Belediye yetkilileriyle birçok kez görüşmelerde bulunduklarını kaydeden Candan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel bir isteği var, bayram namazını bu camide kılmak istediğini söylemiş. Bayrama yetişmesi için yıkım alanın tamamlanabilmesi amacıyla 2-3 gün içerisinde yıkım gerçekleşti” dedi.
‘TAHRİP EDİLDİĞİNİ SÖYLÜYORUZ, MAHKEME DİKKATE ALMIYOR’
Benzeri yıkımların İstanbul’da AKM’de, Diyarbakır’da Sur’da ve birçok şehirde yaşandığını belirten Candan, Anadolu’nun çeşitliliğinin yok edilmesine karşı mücadele yöntemleri geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Candan, İller Bankasının uzun süredir hem neoliberal politikaların hem de siyasal İslamın kıskacı altında olduğunu söyleyerek yaşananların Adalet Yürüyüşünün ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı. Candan, adalet talebinin tüm Türkiye’ye yayılması gerektiğini söyleyerek, “Mücadele ederken hep hukuk devleti üzerinden yürütüyoruz mücadelemizi. Ancak açtığımız davaların bile bir anlamı kalmadı hep red yiyoruz. Binanın tahrip edildiğini söylüyoruz, mahkeme dikkate bile almıyor. Hukuku yeniden nasıl inşa edeceğiz bunların yollarını yaratmalıyız. Asla geri adım atmak yok. Demokrasi, barış ve insan haklarını yeniden inşa edeceğiz” dedi.
‘OPERA BİNASI DA TEHLİKEDE’
Türk Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Aytek İtez de binanın yıkılmasına tepki göstererek, geçmişte benzer yapıların yıkımına şahit olunduğunu ve yıkımın hiçbir hukuki gerekçesi olmadığını söyledi. Cumhuriyet’in hafızasının silinmeye çalışıldığını kaydeden İtez, “Bir daha olmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Duyduğumuz üzüntünün tarifi yok” dedi.
Devlet Tiyatroları, Opera ve Bale Çalışanları Vakfı (TOBAV) Yönetim Kurulu Üyesi Alhan Özdemir de benzer bir tehlikenin İller Bankası binası karşısında bulunan Opera binasını da beklediğine dikkat çekti. Üç ay önce Opera Genel Müdürülüğüne tahsis için gittiklerinde kendilerini tadilata girecekleri gerekçesiyle geri çevirdiklerini söyleyen Özdemir, okullara ve özel tiyatrolara artık tahsislerin yapılmadığını ve önümüzdeki sezonlar da opera binasının açılamayabileceğini söyledi. Başkentin kültürüyle, binasıyla yok edildiğini söyleyen Özdemir, bütün bu yıkıma karşı direnmek gerektiğini söyledi.
‘DAHA CANLI VE ZOR BİR MÜCADELEYE HAZIRLANMALIYIZ’
Mimarlar Odası’nın eski başkanlarından Yavuz Önen de yıkımın Türkiye’de yıkılan demokrasinin mekana yansıması olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin her yerine kural tanımadan hükmedilmeye çalışıldığını belirtti. Önen, eski mücadele yöntemlerinin artık etkili olmadığını kaydederek, “Genel olarak bazı noktalarda çok geç kalındı. Çok tarihi tavır almamız gereken noktalarda yol verildi. Kendimizi yeniden gözden geçirerek, daha diri, daha canlı, gerçekçi ama zor bir mücadeleye hazırlanmalıyız” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

İktidarın iş güvencesini ortadan kaldırıp performansa dayalı güvencesiz çalıştırmayı hedefleyen politikalarının yansıması olarak sanat kurumlarımızda “Performans Değerlendirme Kriterleri” ardı ardına yürürlüğe girmektedir. Bu kapsamda mağduriyet yaşayan başta üyelerimiz olmak üzere tüm emekçilerin hukuki mücadeleyi sürdürmek üzere sendikamıza başvurmaları önemle duyurulur.Başvuru sürelerinin kaçırılmaması önemlidir.

TÜSAK yok ama ‘performans’ var
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, TÜSAK yasa tasarısını anımsatan bir kararla koro ve orkestra sanatçılarına ‘performans kriteri’ getirdi…
SELDA GÜNEYSU
Yayınlanma tarihi: 28 Mayıs 2017 Pazar, 22:49
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, aralarında Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu, Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ile Ankara Devlet Çoksesli Müzik Korosu’nun da yer aldığı koro ve orkestra sanatçılarına “performans kriteri” getirdi. Söz konusu uygulama, bakanlığın geçen yıllarda hazırladığı ve sanatçılar ile sivil toplum kuruluşlarının tepkileri nedeniyle geri çekilen, bakanlığa bağlı sanat kurumlarını lağveden Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) yasa tasarısını anımsatırken, uygulamanın ilerleyen zamanlarda Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi sanatçıları için de geçerli olacağı belirtiliyor.
11 müdürlüğü kapsıyor
Tokaç, bakanlık makamına ve müdürlüklere yazdığı yazıda, “Maliye Bakanlığı’nın 23 Şubat 2017 tarih ve 1899 sayılı yazısı ile bakanlığa bağlı (orkestra, koro, topluluk) hizmet sözleşmesinin 2. maddesine eklenen hüküm gereğince teşvik kriterlerinde kullanılmak üzere ‘İcra Performans Değerlendirmesine İlişkin Usul ve Esaslar’ın hazırlandığını” belirtti. Bu kapsamda da bakanlığa bağlı orkestra, koro ve topluluklarda görev alan personelin bu yılın haziran ve aralık aylarında ödenecek teşvik ikramiyesi için “değerlendirmeye tabi tutulacaklarını” belirten Tokaç, bu değerlendirmenin de “Sanatsal Performans Değerlendirme Kriterleri” ve “Sanatsal Performansı Değerlendirme Cetveli”nde yer alan bilgilere göre yapılmasını istedi. Oysa sanatçılar, 7 Mayıs 1987 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konan “Devlet Sanatçıları ve Sanatçıların Sözleşmeli Olarak Çalıştırılmasına Dair Esaslar”ın 9. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bir yıl içinde 4 ay ikramiye, iki ay da teşvik ücreti alıyor. Tokaç’ın ilgili yazısı sonucu değerlendirmeye tabi tutulacak koro ve orkestra müdürlükleri ise şöyle:
Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü, Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu Müdürlüğü, Ankara Devlet Çok Sesli Müzik Korosu Müdürlüğü, Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu Müdürlüğü, Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü, Devlet Halk Dansları Topluluğu Müdürlüğü, Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürlüğü, Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü ve İstanbul Devlet Modern Folk.
‘15 Haziran’a kadar gönderin’
-Yazıda, “İcra Performansı Değerlendirmesi”nin de özetle şu esaslara göre yapılacağı belirtildi: n Değerlendirme, her bir koro topluluğunun idari müdürler dışındaki sanat kurulu üyeleri tarafından yapılacak.
-Sanat kurulu üyesi sanatçıların performans değerlendirmesi, değerlendirilecek üye dışındaki kurul üyeleri tarafından yapılacak.
-Ses sanatçıları, sanatçının kendi seçtiği bir eserin enstrüman eşliğinde icrasını yapacak. n Saz sanatçıları, sanatçının kendi seçtiği bir eserin (taksim, açış gibi) icrasını yapacak.
-Semazen, mehteran ve dansçılarda sanatçıların yıllık programda yer aldığı bir performansının veya solo ya da grup halindeki bir performans kaydıyla yapılacak.
-Kayıtları teslim etmeyen sanatçılara o teşvik dönemi için teşvik ikramiyesi ödenmeyecek.
-Tüm kayıt ve belgelerin birer örneği müdürlüklerce, ilk teşvik dönemi için 15 Haziran, ikinci teşvik dönemi içinse 15 Aralık’a kadar genel müdürlüğe gönderilecek.


DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, DİSK Genel Merkezi’nde gerçekleştirdikleri basın toplantısıyla 1 Mayıs gündemlerini ve programlarını açıkladılar.
Basın toplantısınaKESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile şube yönetici ve üyelerimiz katıldı.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun okuduğu ortak açıklama aşağıdadır.
‘HAYIR’INI AL DA GEL!
EMEK BARIŞ DEMOKRASİ İÇİN YAŞASIN 1 MAYIS!
Dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca işçi için, emekçi için, tüm ezilenler ve yok sayılanlar için her 1 Mayıs, birliğin-mücadelenin ve dayanışmanın gücüyle umudun büyütüldüğü gündür.
Yok sayılan emeğin, dünyanın dört bir yanında görkemli bir biçimde varlığını gösterdiği gündür 1 Mayıs. Dünyanın her yerinde en merkezi ve en büyük meydanlar, emeğin bu görkemli buluşmasına tanıklık eder. İşçiler özlemlerini, umutlarını, taleplerini istedikleri meydanlarda özgürce ifade eder.
Türkiye’de ise maalesef 1 Mayıs’lar iktidarlar getirdiği yasaklar ve devlet şiddetinin gölgesi altında kutlanmaktadır. 365 gün bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenlere bir gün dahi saygı gösterilmemektedir. Siyasi iktidar bir gün için dahi işçilerin taleplerine kulak vermemekte, yıllardır 1 Mayıs mitinginin kendi istediği yerde yapılmasını dayatmaktadır. “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” diye açıklanan bu tutum, 2017 yılında da devam etmektedir.
1 Mayıs 1977’deki kontrgerilla katliamının 40’ıncı yılında da bu dayatmanın sürdürülmüş olması ölenlere ve işçi sınıfına saygısızlık olarak tarihe geçecektir. 15 Temmuz darbe girişimine karşı, bizler de dahil olmak üzere, yurttaşların buluştuğu Taksim alanı ne yazık ki yeniden yasaklı meydan haline getirilmiştir.
Bizler dört emek ve meslek örgütü olarak, ulusal ve uluslararası mahkemelerin verdiği yargı kararlarını tanımayarak hukuksuz bir yasakta ısrar edenlerin er ya da geç bu tutumlarının hesabını vereceklerinin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.
Hukuku, demokrasiyi, evrensel temel hak ve özgürlükleri yok saymayı bir rejim biçimi olarak benimsemiş anlayışa karşı, bu yıl her zamankinden çok daha yaygın, kitlesel ve coşkulu bir biçimde buluşmayı görev biliyoruz.
Bilindiği gibi, emekçilerin haklarını geliştirmeyen, aksine zarar veren ve tek adam rejimini dayatan bir anayasa için referanduma gidildi. Devletin tüm olanaklarının kullanılmasına, tek sesli medyaya, hayır diyenlerin engellenmesine rağmen yurttaşların en az yarısı HAYIR dedi. Böyle bir anayasa değişikliği ile ülke huzur, barış ve istikrar bulamayacaktır. Türkiye’nin acil ve yaşamsal ihtiyacı eşitlikçi, özgürlükçü, laik ve sosyal bir Anayasadır.
Ancak ülkeyi yönetenler bu gerçeklere gözünü kapatmakta, Türkiye’ye tek adam rejimi dayatmaktadır. Halkın en az yarısının HAYIR dediği bir rejim değişikliğini, cebren ve hile ile meşrulaştırma girişimlerine karşı 2017 1 MAYIS’ı çok daha anlamlı ve önemli hale gelmiştir.
2017 1 Mayıs’ı, hile-hurda ile dayatılan tek adam rejimine karşı demokrasi için, giderek derinleştirilen ve bizi Ortadoğu’daki çatışmaların ateşine sürükleyen savaş politikalarına karşı barış için, giderek pervasızlaşan emek düşmanlığına karşı emeğin hakları için, MİLYONLARIN HAYIR’LI BULUŞMALARI olarak örgütlenecektir!
Bizler dört emek ve meslek örgütü başta olmak üzere, dost kurumlarla beraber, İstanbul’da Bakırköy Halk Pazarı başta olmak üzere, Türkiye’nin her yerinde olabildiğince yaygın, kitlesel, coşkulu ve HAYIR’LI 1 Mayıs buluşmalarını birlik içerisinde örgütleyeceğimizi ilan etmek istiyoruz.
Olağanüstü Hal’e, Kanun Hükmünde Kararnamelere ve tek adam rejimine HAYIR demek için 1 MAYIS ‘TA ALANLARA!
Darbe girişimine karşı ilan edildiği iddia edilen Olağanüstü Hal ile hukukun ayaklar altına alındığı, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin keyfi biçimde gasp edildiği bir rejim kalıcı hale getirilmek istenmektedir. Yüz binin üzerinde kamu emekçisini ve işçiyi, haklarında hiçbir yargı kararı bulunmadan işinden eden Kanun Hükmünde Kararnamelere, OHAL fermanlarına HAYIR demek için 1 MAYIS’ta alanlarda olacağız. Sendikal örgütlenme hakkını KHK ile ortadan kaldıran, kamu emekçilerinin toplu iş sözleşmesi hakkını ve kazanımlarını yok sayan antidemokratik uygulamalara teslim olmayacağız. Halkın seçtiği vekillerinin yaptığı Seçim Yasası’nı yok saymayı marifet bilen YSK örneğinde olduğu gibi, adaletin çivisinin çıktığı, meclisin tamamen yok sayıldığı tek adam rejimine 1 MAYIS meydanlarında tüm gücümüzle HAYIR diyeceğiz!
Kıdem tazminatının gaspına HAYIR demek için 1 MAYIS’TA ALANLARA!
Referandum öncesinde defalarca dile getirdiğimiz gibi, 16 Nisan’ın ardından ilk işleri kıdem tazminatına göz dikmek oldu. Patronlar “yük” olarak görüyor diye işçi sınıfının ve bütün çalışanların 80 yıllık kazanımına göz dikenlere “HAYIR” demek için 1 MAYIS ALANLARINDA OLACAĞIZ. Emekçilerin iş güvencesi, işsiz kaldığında kara gün dostu olan kıdem tazminatından nemalanmak isteyenleri, İşsizlik Sigortası Fonu’nu yağmalamalarından tanıyoruz. Tüm emekçileri yağmaya ve talana HAYIR demeye, 1 MAYIS ALANLARINA çağırıyoruz.
Taşeron köleliğine ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin kaldırılmasına HAYIR demek için 1 MAYIS’TA ALANLARA!
Milyonlarca taşeron işçisinin umutlarını yıllardır aldatmacalarla sömürenlere, 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce “taşerona kadro” vaat edip sözünde durmayanlara HAYIR demek için 1 MAYIS ALANLARINDA olacağız. Taşeron işçilerin mücadele ederek ve mahkemelerde kazandıkları kadro hakkını tanımadığı gibi taşeron düzenini bile aratacak “kiralık işçilik” uygulamasını, işçi simsarlığını yasal hale getirmek isteyenlere 1 MAYIS ALANLARINDAN HAYIR diyeceğiz! Taşeron işçilerine kadro vaadini tutmadığı gibi kamu emekçilerinin 657 sayılı yasadan kaynaklanan iş güvencelerini ortadan kaldıracaklarını açıklayanlara, milyonlarca kamu emekçisine güvencesiz çalışmayı dayatanlara omuz omuza HAYIR diyeceğiz!
‘HAYIR’INI AL DA GEL!
Bu topraklarda emeğiyle, onuruyla yaşayan hemen herkesin HAYIR dediği o kadar çok şey var ki! 1 MAYIS ALANLARI herkesin ‘HAYIR’INI alıp geldiği rengarenk ve apaydınlık meydanlar olacak. İşsizliğe HAYIR, kiralık işçiliğe HAYIR, iş cinayetlerine HAYIR, krize HAYIR, yoksulluğa HAYIR, zamlara HAYIR, içeride ve dışarıda savaşa HAYIR, kentlerin ve doğanın yağmasına HAYIR, kutuplaşmaya HAYIR, kadın cinayetlerine HAYIR, çocuk istismarına HAYIR, cinsiyetçiliğe HAYIR, kamu hizmetlerinin ticarileşmesine HAYIR, gazetecilerin, siyasetçilerin, gençlerin hapishanelere doldurulmasına HAYIR, akademinin ve bilimin bitirilmesine HAYIR, sömürüye HAYIR, diktaya HAYIR gibi milyonlarca HAYIR’lı çığlık 1 MAYIS ALANLARINDA buluşacak!
Haydi, hep beraber, birlik olarak, dayanışmamızı güçlendirerek, mücadelemizi büyütmek için 1 MAYIS ALANLARINA!
Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik ve Dayanışması!
YAŞASIN 1 MAYIS!