Memur Sen AKP İktidarına Diyet Borcunu Ödemeye Devam Ediyor!

KARA LEKE BİLE AKP VE MEMUR-SEN MUTABAKATI KARŞISINDA PİR-U PAK KALIR!                                                                                    14.08.2013 

Değerli Basın Emekçileri,

Kamu emekçilerinin yüzlerce talebinin olduğu 2014-2015 yılları Toplu Sözleşme (TİS) süreci, Hükümet fideliğinde büyüyen MEMUR SEN’in, sarı sendikacılık tarihine geçecek şekilde, Bayram arefesinde, yangından mal kaçırırcasına, Hükümetle uzlaşmasıyla sonuçlandı.

Bilindiği gibi, 4688 sayılı Yasa gereği TİS süreci, Ağustos ayının ilk iş günü başlar ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci de dâhil olmak üzere 31 Ağustos 2013 itibariyle sona erer. Nitekim bu yıl TİS sürecinin ilk günü TİS görüşme takvimi belirlenmiş, Hizmet kolları ve genel taleplerin ele alınması, Hükümetin teklifini sunması ve mutabakat sağlanıp sağlanmaması konusunda son gün olarak 21 Ağustos belirlenmişti. Takvim ve gündem kamuoyuna da açıklanmıştı. Bu takvimde 7 Ağustos 2013 tarihi için herhangi bir görüşme yoktu ve o gün saat 13.00’de resmi tatil başlıyordu. Buna rağmen aynı gün saat 12.05’te Genel Başkanımız Devlet Personel Başkanlığı tarafından “yeni bir durum var” denilerek toplantıya çağrılmıştır. Toplantı için Heyetimiz yola çıktığı sıralarda TV’lerde TİS için uzlaşma sağlandığı şeklinde alt yazı geçiyordu! Toplantı başlamadan Bakan’a bu durum hatırlatıldığında “Doğrudur, MEMUR SEN yetkilileriyle sabaha kadar çalıştık, uzlaşma sağladık. İmzalar atılacak” dedi.

Değerli Basın Emekçileri,

TİS’le ilgili 4688 sayılı yasada 2012 yılında yapılan değişikliklere yaptığımız itirazımızın ve karşı çıkışımızın ne kadar haklı olduğu bugün açıkça anlaşılmıştır. MEMUR SEN ise o sıralarda can hıraş bu değişikliklerin kabulü için her türlü girişimde bulunmuştu. Nedenini kamuoyu bugün daha iyi anlamıştır. Maalesef kendi yaptıkları Yasaya bile uymadılar. Yasada  en çok üyeye sahip üç konfederasyonun TİS’e katılacağı tarif edilmesine karşın süreç MEMUR SEN ile resmi ve gayri resmi görüşmeler halinde götürülmüş ve sonlandırılmıştır.

Özcesi Toplu değil tekli, İş Sözleşmesi değil, satış sözleşmesi yapılmıştır.

Konfederasyonumuz, kamu emekçilerinin mali, sosyal ve demokratik haklarını korumayı, geliştirmeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyi esas aldığından son güne kadar da MEMUR SEN’in işbirlikçi, yandaş niteliğini ve duruşunu teşhir etmeyi tali planda ele almıştır. Esas olarak Hükümetin bilinen sermaye yanlısı kararlarına karşı taleplerimizi ve kamu emekçilerinin güvenceli geleceğine ilişkin kaygılarımızı öne çıkardık. Buna rağmen, AKP ile MEMUR SEN elele vererek, yan yana oturarak en genel sendikal ilke ve ahlakı da bir yana bırakıp, diğer iki konfederasyonun olmadığı “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde” çirkin bir uzlaşmayla kamu emekçilerini yoksulluğa ve sefalete mahkûm ettiler.

Değerli Basın Emekçileri,

Gerek Hükümet kaynakları ve gerekse MEMUR SEN yetkilileri, bu mutabakatı büyük bir başarıymış gibi sunma noktasında da anlaşmış görünüyorlar. İşin aslı hiç de öyle değil.

Mutabakata göre; 2014 yılı için taban aylığa 175 TL artış yapılmıştır. 175 TL brüt artış olup Ocak 2014’te 123 TL olarak maaşlara yansıyacaktır. En düşük maaş alan kamu emekçisi Eylül 2014’te vergi dilimine girdiğinde bu miktar 116’TL’ye kadar düşecektir.

Taban aylığa artış yapılmasına yönelik bir itirazımız yok. Aksine talebimiz kabul edilseydi, taban aylık 2340 TL olacak ve tüm kamu emekçilerinin yanı sıra emekliler de enflasyon karşısında ezilmemiş olacaktı. Oysa MEMUR SEN – AKP ittifağında taban aylığa yapılan zam oranı bir aldatmacadan ibaret kalmıştır.

175 TL’lik brüt, 123-116 TL’lik net artış farklı derecelerdeki kamu emekçilerine farklı yansıyacaktır. Oransal olarak en düşük maaş alan kamu emekçisi için yaklaşık 6.7’lik bir artışa denk gelmektedir. Doktor, mühendis gibi bazı kamu emekçilerine ortalama % 3.2 ile %3.8 arasında yansırken, ortalama olarak %5.2’lik bir artış olacaktır. Dolaysıyla Hükümetin 6 Ağustos’ta önerdiği 2014 yılı için % 3 + 3’lük teklifin altına MEMUR SEN Başkanı ve yetkilileri imza atmıştır. Teklif ilk geldiğinde “Bu teklif memurları sokağa davet etmektir” diyen MEMUR SEN’in daha yirmi dört saat geçmeden nasıl olup da aynı içerikteki artışlara imza attığını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bir zorlama ile mi imza attılar yoksa yakınlaşmakta olan seçimlere yönelik vaadler mi verildi, bilemiyoruz. Zaman bunu da ortaya çıkaracaktır. Ancak şu kesindir ki, MEMUR SEN diyet ödemeye devam ediyor. MEMUR SEN, hükümet sendikası olduğunu tescillemiştir.

Değerli Basın Emekçileri,

“Bayram müjdesi vermek istedik” denilerek alel acele, çocukların bile kabul etmeyeceği bir parmak balla kamu emekçilerinin kandırılmak istenme çabası boşunadır. Rakamlar ve gerçekler ortadadır.

Mutabakata göre kamu emekçilerinin bazılarına yansıyacak artışları tabloda göstermek konuyu daha anlaşılır kılacaktır;

2014 YILI İLK 6 AY

DERECESTATÜYILAĞUSTOS 2013OCAK 2014ORAN
7/1HİZMETLİ20 YIL 7 AY1.8131.936% 6.78
4/1HİZMETLİ27 YIL 3 AY1.9322.055% 6.36
1/4MEMUR25 YIL 4 AY2.1202.243% 5.80
1/4ÖĞRETMEN23 YIL 3 AY2.2472.370% 5.47
1/4MÜHENDİS35 YIL 1 AY3.2663.389% 3.76
1/4UZM.DOKTOR3.6363.759% 3.38

2014 YILI İKİNCİ ALTI AY

DERECESTATÜYILAĞUSTOS 2013EYLÜL 2014ORAN
7/1HİZMETLİ20 YIL 7 AY1.8131.929% 6.39
4/1HİZMETLİ27 YIL 3 AY1.9322.048% 6.00
1/4MEMUR25 YIL 4 AY2.1202.236% 5.47
1/4ÖĞRETMEN23 YIL 3 AY2.2472.363% 5.16
1/4MÜHENDİS35 YIL 1 AY3.2663.382% 3.55
1/4UZM.DOKTOR36363.752% 3.19

Mutabakata göre; 2014 yılında enflasyon ne olursa olsun maaşlara ek fark yansıtılmayacaktır. Oysa toplu görüşmelerde bile enflasyon farkı yansıtılıyordu. MEMUR SEN bunun vebali altında kalacak, kamu emekçilerine er ya da geç hesap verecektir.

Değerli Basın Emekçileri,

Merkez Bankası enflasyonun 2014 yılı sonunda, orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,3 ile yüzde 6,7 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmiştir. Aynı Merkez Bankası’nın 2013 yıl sonu enflasyon tahminini şimdiden 0.9 puan yukarıya çektiğini hatırlatmakta fayda var. 2013 Temmuz ayı itibarıyle yıllık enflasyon %8,8’dir. Yapılan zam oranının 2014 yılı enflasyon altında kalacağını tahmin etmek için dört işlemi bilmek yeterlidir, kâhin olmaya gerek yok! Şimdiye kadar rakamlarla oynayan ve pembe tablo çizen AKP idi, şimdi buna MEMUR SEN de eklenmiş oldu. Enflasyonun altında bir artışa MEMUR SEN fit olmuştur.

Öğretmenlere yapılan 75’şer liralık eğitim öğretim tazminatı 666 sayılı KHK ile ortaya çıkan mağduriyeti gidermemiştir. Ek ödemeler emekliliğe dahil edilmediği gibi, öğretmenlere yapılan sembolik artış dışında diğer tüm kamu emekçilerinin ek ödeme oranlarına 2014 yılı için sıfır zam yapılmıştır. Bu durum ısrarla gizlenmek istenmektedir. Öğretmenler için ek göstergenin 3600’e çıkarılması talebimiz kabul edilmiş olsaydı en azından öğretmenler açısından emeklilik dönemi de dahil bir haksızlık giderilmiş olacaktı. Ancak AKP-MEMUR SEN “kutsal” ittifağında bu talebimiz gündeme bile alınmamıştır.

4/C’lilere ilişkin MEMUR SEN, yer yer kadro talebinde bulunsa da bunda samimi olmadığı mutabakatla kanıtlanmıştır. Zaten TİS’in başından itibaren 4/C’lilere ilişkin hep tali konularda talepte bulunmuş, kadro verilmesini değil mevcut koşulların iyileştirilmesini istemiştir. Nihayetinde kısmi bir artış oranıyla 4/C’lilerin çağdaş kölelilik koşularında yaşamaya devam etmesini kabul etmiştir. MEMUR SEN ve Hükümet el ele vererek 4/C ‘lilere ölümü gösterip sıtmaya razı etmek için seferber olmuştur. 4/C’li kamu emekçileri kadroya alınmadan yaşanan mağduriyet giderilemeyecektir.

En önemli hususlardan biri de; bu mutabakatta 2014 yılı için ek ders, aile yardımı, çocuk parası, özel hizmet tazminatı, fazla mesai ücreti artışı yoktur. Yine ikramiye, kira, ulaşım, giyecek, yiycek yardımı talebimiz görmezden gelinmiştir. Kamu emekçileri Hükümetin “kaynak yok” bahanesinin yanı sıra MEMUR SEN duvarıyla karşı karşıya kalmıştır.

Değerli Basın Emekçileri,

AKP-MEMUR SEN uzlaşmasında 2015 yılı için %3 + 3 artış ve varsa enflasyon farkının ödenmesi olarak kararlaştırılmıştır. Her iki taraf da bunu toplamda % 6 olarak sunmaktadır. Burada da bir yanıltma, kandırmaca vardır. Şöyle ki;

100 TL alan bir kamu emekçisi 2015 yılı ilk altı ayı için: 103 x 6 = 618 TL alacaktır. Yani toplamda 18 TL’lik bir artış oluyor. İkinci altı ay için: 106,09 x 6 = 636.54 TL alacaktır. Yıllık toplam 54.54 TL artış olmaktadır. Oransal olarak yıllık bazda % 4.54 etmektedir. Dolaysıyla enflasyonun altında bir artışa MEMUR SEN kamu emekçilerini satmıştır.

Değerli Basın Emekçileri,

Hizmet kollarına ilişkin geçen yıl Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının aynen devam ettirilmesi dışında herhangi ciddi bir iyileştirme yoktur. Kültür ve Sanat Hizmet Kolu’nda yetkili Sendikamız Kültür Sanat-Sen’in ortaya çıkan mutabakatta imzası ve haberi bile olmamasına rağmen basın önünde “uzlaşmaya vardık” açıklamasının yapılması bir başka hukuksuzluktur. Sendikamız KÜLTÜR SANAT-SEN, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuracaktır.

Yasa ve MEMUR SEN’e güvenerek Hükümet kendisini garantiye aldığını hiç düşünmesin. Fiili ve meşru mücadele geleneğinden gelen KESK, bu oyunları da bozacaktır.

AKP; KESK üyelerini tutuklayarak ve her türlü baskı aracını devreye sokarak bizleri engelleyeceğini düşünüyorsa kısa sürede yanıldığını görecektir. Mücadele devam ediyor. Bugün tüm illerde kamu emekçileri alanlarda, bu ilkesiz uzlaşmayı protesto ediyor, kınıyorlar. 16 Ağustos’ta da dört koldan Ankara yürüyüşümüz başlıyor. Yürüyüş kollarımızın adı ve güzergahı şu şekildedir:

16 Ağustos 201317 Ağustos 201318 Ağustos 201319 Ağustos 201320 Ağustos 2013
Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz Yürüyüş KoluEdirne-Tekirdağ-İstanbul*Gebze-Kocaeli*Yalova-Bursa*Eskişehir *Ankara
Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım Yürüyüş KoluManisa-İzmir*Aydın-Denizli*Uşak*Afyon-Konya*Ankara
Bedran-Orhan Encü, Abdullah Cömert Yürüyüş KoluRoboski-Şırnak-Mardin-Diyarbakır*Urfa-Gaziantep*Hatay-Adana*Mersin*Ankara
Metin Lokumcu Yürüyüş KoluHopa-Rize-Trabzon*Giresun-Ordu*Samsun*Amasya-Çorum*Ankara
*Konaklama ve Forum yapılacak iller

Değerli Basın Emekçileri,

Kamu emekçileri ve kamuoyu da biliyor ki, KESK hiçbir zaman kendisini salt ekonomik taleplerle sınırlı görmedi. Aksine mali, demokratik ve sosyal taleplerini toplumun ezilen diğer kesimlerin talepleriyle birleştirmeyi ve ortak mücadeleyi esas aldı. Bundan sonra da bu ilkesel duruşumuz aynen korunacak, mücadeleyi büyütmek esas alınacaktır.

$1ü  Mücadelemiz, Parasız Eğitim, Parasız Sağlık diyenlerin mücadelesidir!

$1ü  Mücadelemiz, bilimsel, akademik ve özerk üniversite isteyen gençlerimizin mücadelesidir!

$1ü  Mücadelemiz, Gezi direnişinde açığa çıkan ekmek, adalet ve özgürlük talebinin dile getirilmesi içindir!

$1ü  Mücadelemiz, Kürt halkının barış, demokrasi ve kimliğinin tanınması talebinin gerçekleşmesi içindir!

$1ü  Mücadelemiz, HES’lere karşı deresine, suyuna ve toprağına sahip çıkanlarla buluşmak içindir.

$1ü  Mücadelemiz, zindanlardaki tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılması içindir!

$1ü  Mücadelemiz, tüm ezilenlerin taleplerini ortaklaştırmak ve birlikte hareket etmek içindir!

Bu vesileyle başta MEMUR SEN üyeleri olmak üzere, tüm kamu emekçilerini KESK çatısı altında örgütlenmeye ve “İnsanca Yaşam, Güvenceli Gelecek, Eşit, Özgür Ve Demokratik Bir Türkiye İçin Yürüyoruz!” şiarıyla sürdürdüğümüz mücadeleyi birlikte büyütmeye davet ediyoruz.

KAMU GÖREVLİLERİNİN GENELİNE VE HİZMET KOLLARINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL HAKLARA İLİŞKİN 2014 VE 2015 YILLARINI KAPSAYAN 2. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME

KAMU GÖREVLİLERİNİN GENELİNE VE HİZMET KOLLARINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL HAKLARA İLİŞKİN 2014 VE 2015 YILLARINI KAPSAYAN 2. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME

2011-2013 dönemini kapsayan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarına KESK olarak şerhimizi koymuştuk.

2014-2015 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi  mutakabat metni Yetkili Konfederasyon ve Kamu İşveren Heyeti tarafından imzalanmıştır. KÜLTÜR SANAT-SEN olarak yetkili olduğumuz Kültür ve Sanat Hizmet İşkolunda süreç henüz tamamlanmamış olup mutakabat metninde imzamız bulunmamaktadır.

Ayrıca mutakabat metinlerinde geçen dönem Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının tekrar 2014-2015 TİS mutakabat metinlerinde yer almıştır.

 KAMU GÖREVLİLERİNİN GENELİNE VE HİZMET KOLLARINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL HAKLARA İLİŞKİN 2012 VE 2013 YILLARINI KAPSAYAN 1. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME
  GENELİNE VE HİZMET KOLLARINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL HAKLARA İLİŞKİN 2014 VE 2015 YILLARINI KAPS  AYAN 2. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME

KESK BASIN DUYURUSU

Bilindiği üzere kamu emekçileri ile hükümet arasında 2014-2015 kapsayan toplu sözleşme sürecinde tam bir fiyasko yaşanmıştır.Toplu sözleşme takvimine göre Hakem Kurulu süreci hariç 21 Ağustos’a kadar sürmesi planlanan görüşmeler AKP Hükümeti ve Memur Sen’in kapalı kapılar ardında yaptığı pazarlıklar sonucu arife günü ‘tam mutabakatla’ sonuçlanmıştır.Kamu emekçilerinden, emeklilerden ve toplu sözleşmenin tarafı olan KESK ve Kamu Sen’den kaçırılarak kapalı kapılar ardında yapılan bu mutabakat neler getiriyor ya da götürüyor?AKP-Memur Sen ‘mutabakatına’ toplu sözleşme’ denilebilir mi? Bu mutabakat meşru mudur?Kamu emekçilerinin haklarını kendi pazarlıklarına alet edenlere karşı KESK önümüzdeki dönem nasıl bir yol haritası izlemeyi planlıyor?Tüm bu soruların ve sizlerin sorularının yanıtlarını vermek üzere; aşağıda belirtilen tarih, yer ve saate basın toplantısı yapacağız.Katılımınızı bekler, iyi çalışmalar dileriz. BASIN TOPLANTISI:Tarih: 14 Ağustos 2013 Çarşamba- (YARIN)Saat: 10.00Yer: Mülkiyeliler Birliği-  Konur Sokak No: 1 Kızılay 

HÜKÜMET TEKLİFİNDE BULUNDU

1-Mermur sendikaları ve hükümet arasındaki zam pazarlığı başlarken hükümet ilk teklifini yaptı. 2014 yılı için yüzde 3+3 ya da 100 TL seyyanen zam teklif eden hükümet, 2015 yılı için yüzde 3+3 zam teklif etti.
2-4/C’lere Aile Yardımı teklif etti.. 3-Öğretmenlere Eğitim Öğretim Tazminatı 2014 için 40+40 TL artış teklif etti. 

TOPLU İŞ SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ

1 Ağustos 2013 saat 12.00’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı binası toplantı salonunda başladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK ve Konfederasyon Başkanlarının açılış konuşmaları sonrası TİS takvim belirlendi.

2 Ağustos 2013 saat 14.00’te hizmet kolu görüşmelerinin ilk bölümü olan sendikaların tekliflerini sunduğu görüşme yapıldı. Genel başkanımız Yavuz DEMİRKAYA görüşmede geçen sene yaşanan süreçle ilgili eleştiri ve önerilerini dile getirdi.

3 Ağustos 2013 saat 10.00’da sendikamız Kültür Sanat-Sen ile Maliye Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı bürokratları arasında hizmet kolu tekliflerimizin komisyon çalışması yapıldı; burada hükümetin teklifini oluşturmadan önceki ilk tasnif yapılarak komisyon raporu imza altına alındı.

Takvime göre, 3 Ağustos 2013 te belirlenen tekliflerimiz 4-5 Ağustos 2013 günlerinde hükümet ve bürokratlar tarafından değerlendirilerek 6 Ağustos 2013 tarihinde hükümet kendi teklifini sunacaktır.

2014-2015 yıllarına ilişkin 2. Dönem toplu sözleşme teklifine dair kültür ve sanat hizmet kolu komisyon raporu ektedir. 

ODTÜ SENATOSUNUN ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARA İLİŞKİN KAYGILARINI PAYLAŞIYORUZ

Türkiye’de son yıllarda giderek belirginleşen antidemokratik uygulamalar ve yarattığı olumsuz sonuçların, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli kesimler tarafından eleştirildiği bilinmektedir. AKP’nin “ileri demokrasi” olarak adlandırdığı, ancak iktidar partisi gibi düşünmeyenlerin baskı, gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldığı bir dönemde ODTÜ Senatosundan yapılan tepki açıklaması, yaşanan süreçten rahatsızlık duyan herkese tercüman olmuştur. ODTÜ Senatosu, “Basın üzerindeki baskıları ve akademik özerkliği zedeleyen uygulamaları, ülkemizde düşünce, ifade ve bilim özgürlüğüne müdahale olarak” değerlendirmiş ve bir bilim yuvası olmanın verdiği birikim ve olgunlukla yaptığı açıklamada “Çağdaş demokrasilerde üniversitelerin ve basının ortak zemininin düşünce ve ifade özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün güvencesinin ise evrensel normlara uygun bir hukuk sistemi olduğunu” özellikle vurgulamıştır. “Ülkemizde, bu çizgiden uzaklaşan ve adalet hissini zedeleyen her türlü uygulamadan derin kaygı duyuyoruz” ifadesi, bugün eylem ve söylemleri ile iktidarın hedefinde olan kişi, kurum, dernek, sendika vb tüm kesimlerin yaşananlardan duyduğu endişeleri ifade etmektedir. Basın üzerindeki baskılar, KESK ve bağlı sendikalara yönelik baskı ve sindirme uygulamaları, öğrenciler, gazeteciler ve sendikacıların potansiyel suçlular olarak gösterilerek tutuklanması, ülkemizde düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne açık bir müdahaledir. Bu tür müdahalelerin sendikal alandaki karşılığı, idari ve siyasi baskılarla kamu emekçilerinin yandaş sendikalara üye olmaya zorlanmasıdır. Son yıllarda özellikle KESK’e bağlı sendikalara üye olan kamu emekçilerine yönelik baskı, sindirme ve yıldırma uygulamalarının artmış olması, Türkiye’nin eşine az rastlanır şekilde baskıcı ve otoriter bir yönetim anlayışıyla yönetilmek istendiğinin en somut göstergesidir. ODTÜ senatosunun üniversiteler üzerindeki baskıların bu kadar yoğun olduğu bir dönemde yapmış olduğu bu açıklama ile gösterdiği demokratik tepki, iktidarın baskıları karşısında sinen ve kendi kabuğuna çekilen tüm kişi ve kurumlara örnek olacak niteliktedir. Kültür Sanat Sen olarak, ODTÜ senatosunu bu cesur çıkışından dolayı kutluyor, üniversiteler, emek ve meslek örgütleri ve sendikalar olarak iktidarın anti demokratik uygulamaları karşısında tüm emek ve demokrasi güçlerini baskılara karşı dayanışma içinde olmaya birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TALEPLERİMİZ

MADDE 1- HUKUKSAL DAYANAK
Bu toplu iş sözleşmesinin hukuksal dayanağı 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununu, Anayasanın 90.maddesi, ILO nun 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmeleri.

MADDE 2- TARAFLAR
Bu toplu iş sözleşmesinin İşveren tarafı, Kamu İşveren Heyeti kamu çalışanları tarafı ise Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen)’dır.

MADDE 3- TANIMLAR
Bu toplu iş sözleşmesinde geçen;

  • a. İşveren: Kamu İşveren Heyeti
  • b. Konfederasyon: Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu
  • (KESK)’nu
  • c. Sendika: Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen)’nı
  • d. İşyeri: Madde 6 (a) bendinde yer alan kurumları
  • e. Kamu görevlisi: Kamu kurum ve kuruluşları ile bağlı
  • ortaklıklarında işçi statüsü dışında bir kadro veya pozisyonda çalışan kamu çalışanını,
  • f. Sözleşme: Ekleri ile birlikte bu toplu iş sözleşmesini
  • g. Taraflar: Bu Toplu İş Sözleşmesine taraf olan işveren ve sendika
  • h. Mevzuat: Yasa, tüzük, yönetmelik, genelge, yönerge v.b.’ni ifade eder.

TALEPLERİMİZ BROŞÜRÜNÜ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

AfisSanat
Afis Tasra

TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞME (TİS) TAKVİMİ

Buna göre:

2 Ağustos 2013, Cuma, saat 14.00 : Hizmet kollarının taleplerine ilişkin sunumların yapılması ve ardından teknik komisyonların kurulması

3-4-5 Ağustos 2013 Cumartesi, Pazar, P.tesi: Bu üç günde hizmet kollarının talepleri komisyon tarafından değerlendirilmesi ve üç günün sonunda komisyon raporunun yazılması

6 Ağustos2013, Salı: Hizmet kollarına ilişkin Teknik komisyon raporlarının görüşülmesi, Hükümetin genele ilişkin kendi teklifini sunması ve genel taleplere ilişkin komisyon kurulması 

13-14 Ağustos 2013,  Salı-Çarşamba: Hizmet kollarına ilişkin görüşmelerin tamamlanması ve Genel Komisyon raporunun hazırlanması

15-20 Ağustos 2013,: Bu tarihler arasında genel taleplere ilişkin komisyon raporunun değerlendirilmesi ve 21 Ağustos tarihine kadar çalışmaların sonlandırılması               

21 Ağustos 2013, Çarşamba: Yasa gereği TİS’in bitirilmesi  gereken tarih, ancak daha erken de bitebilir.

KÜLTÜR VARLIKLARIMIZA VE ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNE SAHİP ÇIKIYORUZ!

11 yıla yakın bir süredir uyguladığı politikalar ile kamu hizmetlerini adım adım özelleştiren, çalışma yaşamını kuralsızlaştıran, kentlerimizi, doğayı ve doğal yaşam alanlarımızı her fırsatta talan eden AKP hükümeti, son olarak Gezi parkına yapılmak istenen “topçu kışlası” ve “AVM” yapma girişimi sonucunda beklemediği kitlesellik ve yaygınlıkta tepkilerle karşılaşmıştır. Halkın yaşam alanlarının ranta açılması için bugüne kadar sayısız adım atan hükümet, bu kez sert kayaya çarpmıştır. 
Başbakan’ın gezi parkına sahip çıkan sanatçılar başta olmak üzere herkesi hedef göstermesi yetmiyormuş gibi, hükümet temsilcilerinin, gezi direnişi ile giderek artan tepkileri göz ardı ederek Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yıkılabileceğinin açıklanması, AKP’nin insanlığın tüm değerlerine olduğu gibi, kültür ve sanat kurumlarına karşı da büyük bir sorumsuzlukla hareket ettiğini göstermektedir. Anlaşılan odur ki, hükümet temsilcileri Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili koruma kurulu kararlarından haberdar değildir. 
Atatürk Kültür Merkezi İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 06.01.1999 gün ve 10521 sayılı kararıyla tescil edilmiş, 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 30.07.2007 gün ve 1344 sayılı kararıyla da “Korunması Gerekli 1. Grup Yapı” olarak belirlenmiştir. Atatürk Kültür Merkezi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tarihsel ve kültürel önemi göz ardı edilerek ranta açmak amacıyla 2006-2007 yıllarında yıkılmak istenmiştir. Yıkımının durdurulması için, kalemiyle, sanatıyla, inadıyla, yüreğiyle ve mücadelesiyle bizlere destek veren sanatçılarımızla duyarlı İstanbul halkıyla birlikte direndik ve yıkımı engelledik. 
Kültür ve sanatı sadece “elit” bir uğraş olarak görüp küçümseyen mevcut çağdışı zihniyet, toplum ve ülkemizin tarihsel, kültürel, sanatsal değerlerini gerçek dışı bilgilerle yozlaştırıp, halkı manipüle ederek, toplumun derin bir karanlığın içine çekilmesine neden olmaktadır.
Atatürk Kültür Merkezi 2008 yılının Mayıs ayında perdelerini kapatmıştır. O dönem kamuoyunda yıkılacak, yenilenecek tartışmaları ve çeşitli projeler dolaştığı hatırlanacaktır. Atatürk Kültür Merkezi’nin geleceğine, belleğimize, sanatımıza, hakkımıza sahip çıkmak için Kültür Sanat Sen olarak demokratik kitle örgütleriyle onlarca eylem gerçekleştirdik. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa uygun onarım yapılmasını istedik. 
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 14.01.2010 tarih ve 3155 sayılı kararıyla Atatürk Kültür Merkezinin, rölöve, güçlendirme projesi ve güçlendirme raporu doğrultusunda uygulama yapılmasında sakınca olmadığına dair karar alınmış olmasına rağmen, yaklaşık 2,5 yıllık süre içerisinde onarıma ilişkin bir çivi dahi çakılmamış olması düşündürücüdür. Atatürk Kültür Merkezi ’nin rölöve, güçlendirme projesi ve güçlendirme raporu, İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 06.06.2012 tarih ve 498 sayılı kararıyla güncel hale getirilmiştir. Bu kararın alınmasından yaklaşık bir yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen onarıma başlanmamış, Atatürk Kültür Merkezi kendi kaderine terk edilmiştir.06.06.2013 tarihinde Başbakan “Atatürk Kültür Merkezi yerine opera binası yapacağız” demiştir. AKP hükümetinin Atatürk Kültür Merkezi’ni çürümeye terk etmesi ve depreme dayanıklı olmadığını iddia ederek yıkılabilir açıklaması yapılması, yeni bir provokasyondan başka bir anlama gelmemektedir. Binanın depreme dayanıklılık konusunda bilimsel araştırma ve raporları ile yeterli dayanıklılığa sahip olduğu kamuoyunca bilinmektedir.
Başbakan ve hükümet temsilcileri, Atatürk Kültür Merkezi’nin depreme dayanaksız olduğunu iddia ederek (depreme dayanıklı olup olmadığına dair Hükümet tarafında yapılmış bilimsel, teknik bir değerlendirme olmamasına rağmen) yıkılacağını ve yerine daha modern bir yapı inşa edeceklerini söyleyerek kamuoyunu ve halkı yanıltmaya çalışmaktadır. 
Yıkılacağı iddia edilen Atatürk Kültür Merkezi hakkında sendikamızın açmış olduğu davada bilirkişi raporuna dayanarak verilen 16.12.2009 tarihli korunması ve aslına uygun restore edilmesi için kesinleşmiş İstanbul 9.idare mahkemesi kararı vardır. Bu mahkeme kararında Atatürk Kültür Merkezi’nin tarihi eser niteliğinde olduğu ve İstanbul Koruma Kurulu tarafından da koruma altına alındığı, bu tarihi eserde bırakın yıkımı aslına uygun olmayan tadilat dahi yapılmasını yasakladığı halde, yıkacağız dayatması yapılması; bilimin, hukukun, yargı kararlarının yok sayılması, kabul edilemez. 
20.12.2009 tarihinde Mimarlar Odası, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan protokolle Atatürk Kültür Merkezi’ nin aslına uygun onarılması karar altına alınmıştır.
Atatürk Kültür Merkezinin 1.grup tescilli kültür varlığı olduğu için yıkılamaz. Yıkılmasına ilişkin çabalar AB Müktesebatına, ulusal ve uluslararası kültür varlıklarının korunması hukukuna ,UNESCO kararlarına aykırıdır. 
Kültür Sanat Sen, mekansal olarak tarihi, sosyolojik değerleri olan sanat ortamlarına ve kültür merkezlerine, Emek Sineması, Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Şinasi ve Akün Sahnelerine Atatürk Kültür Merkezi gibi önemli yapılara yönelik hükümetin ranta açma çabalarına karşı kültürel ve tarihsel değeri tartışmasız olan sanat kurumlarına sahip çıkmaya devam edecektir. Atatürk Kültür Merkezi ile diğer kültür ve sanat değerlerimizi, AKP hükümetinin yapmak istediği gibi sermaye ve rantiyecilere teslim etmeyeceğiz. Toplumun yararına ve toplum hizmetinde olması için bütün gücümüzle direneceğimizin, Atatürk Kültür Merkezi’nin onarılmasına devam edilmesini istediğimizin ve yıkılmasına ise asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. 20.06.2013